ASHÂB-I KEHF*inançsızlar masal der, sahihliğinde ısrar eder inananlar, kehf suresini kanıt diye göstererek güya ashâb-ı kehf denilen yedi dostla bir köpek kâfirler ülkesinin birinde aç, susuz ve derbeder, yüzyıllarca bir mağarada derin derin uyumuşlar ve kurtulmuşlar ölümden, başları ucunda esen. n’oldu canım, dinlemeye pek istekli değilsin sen. uyku melekleri omuzlarına sıra sıra konmuşlar. her sevişme sonraların böyle mi oluyormuş senin böyle mi bırakıyormuşsun kendini çimen üstüne böyle mi düşüyormuş ay, pembeleşmiş yüzüne ve böyle mi balkıyormuş deniz köpüğü tenin? yarıştan yeni çıkmış kısrak gibisin sırsıklam terli hakkını vermeli elbet bu bedenin, bu bacakların kıvrılan belin, yükselen nabzın, gerilen her damarın maratonluk sevişmenin bedeli mutlaka ödenmeli. yorgunluk bulutları ağır ağır eziyor kirpiklerini gülümseyişinde bile yorgunluğun titreşimi var fısıltıyla konuşuyor öpüşmekten bitkin dudaklar zor duyuyorum ‘uyuyalım’ gibilerden dediklerini. uyuyalım, damlasın yıldızlar üstümüze sedef sedef öyle derin uyuyalım ki, kıskansın bizi ashâb-ı kehf. _________________________ *ashâb-ı kehf: mağara arkadaşları. |
Bu inanmadığınızı söylüyor.
Bu kıssayı bu şiire hiçte uygun bulamadım.
Selam ve dua ile...