ANKARA’YA KAR YAĞIYORDU…..ANKARA’YA KAR YAĞIYORDU….. Ankara’ya kar yağıyordu ve ben üşüyordum Kara kışlara yakalanmışken yüreğim Unutmuşum baharın o güzelim tadını Umutlara darılmışım sessiz sedasız Umut etmeyi de unutmuşum aslında Ankara’ya kar yağıyordu ve ben yalnızdım Yalnızlıkları arkadaş bilmişim Karanlıkları aydınlık seçmişim kendime Aldanmışlığı çok gerilerde bırakıp Boşlukta bütünleşmişim yalnızlık denen vuslatla Ankara’ya kar yağıyordu ve ben sensizdim Sevdalı limanlarda kendimden vazgeçmişken ey sevgili Girmeyecektin dünyama Yalancı rüyalar sunmayacaktın ürkek uykularıma İmkânsızlığı zehir gibi akıtmayacaktın ruhuma Ankara’ya kar yağıyordu ve ben çaresizdim Günlerin gecelerin tadı yok sensiz Çaresizliğin bilinciyle kapatmışım ruhumu her şeye herkese Beni sorma artık Suyu tükenmiş limanların denizlerine yürüyüp duruyorum hala Ankara’ya kar yağıyordu ve ben yürüyordum Her esintide soluğunu hissedip seni içime çekerken Bilesin ki yokluğunla ruhum sızlıyor sevdiğim Benden uzaktasın oysa ki bir ömür kadar Bir ömür… yalnızlık… sen ve ben… Ankara’ya kar yağıyordu ve ben susuyordum Sevdalara sığmasa da sesim haykıramazdım Açmayacaktın gönül pencerelerini sonuna dek Gözlerini sürmeyecektin gözlerime Sevdanın o en çıkmaz yollarına salmayacaktın düşlerimi Ankara’ya kar yağıyordu ve ben ağlıyordum Hayatımın sesi kısılmış Yaşlanmış dudaklarımdaki kelimeler Kimse aramıyor kimse anlamıyor beni Sadece kırık bir tebessümdür anımsadığım Ankara’ya kar yağıyordu ve ben kavgalıydım Döndürmeyecektin yolundan duygularımı Kıpırdatmayacaktın yüreğimin yalnız kuşlarını Canımı sıkıyor bir ömür tükettiğim hayat kavgası Meğer seni severken sevmişim ben bu hayatı Ankara’ya kar yağıyordu ve ben karanlıktım Yıllarca acılara kucak açıp direnmişim yaşama Şarap misali sensizliği de içmişim bir yudumda Yeni gelen günle aydınlatmayacaktın sabahlarımı Yarım bırakmayacaktın acısına vurulduğum bu aşkı Ankara’ya kar yağıyordu ve ben hüzünlüydüm Hüzün gözlerimden gitmeyen misafirdir artık Soğuk karanlık gecelerde kayıp çocuk resimleridir hüzün Bilir misin gittiğinden beri kayıp içimdeki çocuk Ve bilir misin bu kayıp çocuk seni çok özler Ankara’ya kar yağıyordu ve sen yoktun Özlem tek yönlü bir yol işte gidipte dönmeyen Ve sen bir yel gibi esip gittin hayatımdan Yolun tam ortasında bırakmayacaktın beni sevdiğim Ben yelkenleri kırık tekneler gibi bakakaldım ardından Ankara’ya kar yağıyordu ve ben seni özlüyordum Yorgun karlar üzerinde seni ne zaman hatırlasam Bir hüzün şarkısı kırılır kalbimde Ve adın bir sevda türküsüydü yüreğimde Suskun yüreğimin sessiz türküsüydün içimde Ankara’ya kar yağıyordu ve ben yüreğimi arıyordum Seninle dört mevsim baharı yaşadım gözlerinde Dört mevsim çiçekler açtın kalbimde Üzerine çiğ taneleri düşmüş kırmızı güldün benim için Seni tüm renklerde sevip özlemiştim oysaki Ankara’ya kar yağıyordu ve ben şiir yazıyordum Her renkte sevdiğim sevgi çiçeğimdin benim Senin için en nezih kelimelerden şiirler yazdım Tarif edemedim diye gönlümün diliyle seni Hepsini yırtıp attım……. Ankara’ya kar yağıyordu ve ben üşüyordum Her zerresi buz gibi yüreğime düşüyordu Benim de düşlerim yağıyordu Ankara’ya Kimsesizliğin verdiği bir çaresizlikle Yüreğim Ankara’da donarak ölüyordu 11. 03. 2007 / ANKARA |