bir heyelan gibi...
sisli bir sabahı kuşatan bulutlar,kara kara
bahtım gibi,gönlümde kararmaya duran tahtım gibi... kurşuni bir ahenk ile süzülür yaşlar yanakları yara yara iftitah tekbiri gibi,selası yüzüne okunan bir diri gibi... sur’u andıran bir ses karşılar böylesi sabahları vapurlar,trenler ;yar hasreti ve şehrin sokakları bir ses duyarım bu anlarda ,sağır eder kulakları bir figan gibi,sadece korkusu kâfi gelen bir imtihan gibi... aslında bilmez değiliz ölçüyü,vezni,duru durağı kalemimize zemherî düştü sayfaların payına kırağı hakkın hakkı üçtür derler gerisi merkep otlağı bir cereyan gibi,savurur insanı devran;ansızın çöken bir heyelan gibi.. |