ne bir vasiyet say bunu Eva ne kahretsin! güzergâhlı yeni bir yollama!
bahçedeki çınarın körpecik yaprakları kendini yerlere attığında okursun umarım bunları gözlerini ayala bu kez! frapan bir busecik olacak! hepsi o! söz, kim olduğumu hissetirmeden öpeceğim, bu defa!..
ama, kulağına sessiz bir çığlık küpelenirmiş gibi dinle saçlarından çek aklını! alelâde, durgun su gibisin şimdi korkma ne dalga var zaten ne yılkıdan dönebilecek küreklerin ellerinde! umursamaz, hoyrat bir masal dinler gibi işte ne telaşa gebelensin için ne de dünlere yakalanıp, sobe!..
yalancı bir ağ oynaşması örümceği hevesi olsun ama yine de içinde devası denizin keyfine kalmış bir denizci kisvesi bilinci gün vurmuş menekşelerin gri hengamesiyle okuyacak olsan da -hayal ya bu zaten- dahası kim olduğunu hiç görmedin hani! ama bak! âmâ bir dudak şeraresi var yine de gamzelerinin sol cenahının üç yıl onbeş gün otuzaltı saat oniki dakika kadar kuzeyinde!
iyi bakmışsın kendine zamandan fazla uzamış saçların! seni, bulduğumdan berbat kaybetmiştim hatırladım şimdi! fondoten sürmemelisin terlerken ama suçun yok seni hileli makyajlara ben alıştırdım değil mi? ulufe gibi yağız imgelerle follarken!..
öyle yürek dağlar bakmak yok ama ki; erisin istemem melankolik bakışlarının kar’ı gamzelerin, hep yak/ışır istersen yüzünü nazarla yine de perçemlerinle olur da bir taş daha değer-vurulur kuşa! yok! yok! nükteli alma bu ünlemleri ya da bir ucube kıskanma hem, gıcırtılı sufleler neden kemirsin zihnini sol anahtarı bozulmuş keman akordu olsun istersen, garabet mevsimlerin acı senfonileri giyin aklına mesela, türküsü dudağında boğulmuş sefil bir öykü-muamma yaz günü yamacına beyazlar b/asmış dağlar mesela!
bu gürültü benden değil Eva kendinden de şüphelenme! yağmur başladı ve hızlanıyor giderek üşüdün, farkındayım ve bir garip tembellik asıldı üzerine ne olursa olsun olmaz! ıslanıyorsun boş yere hem, hayal bu unuttun mu! okunuyor yüzünün rahlesinden üşüsen öksürürsün, ama öksüremiyorsun evet, sığmadığını biliyorum derin bir nefes al şimdi hadi sok şimdi içini içine! evet zordur hayli biliyorum!..
korkma! çoktan dikildi kulaklar ekinler çoktan girdi gerdeğe rahmet’e gebe t o p r a k yağmur bekliyoruz! kuşkulu kuraklıkları vurur, değil mi kurşun! hak getire eski bereket u n u t m u ş o l a m a z s ı n latife ediyorsun! o eylül çoktan dindi! o eylül dündü! dün!
şimdi mevsim alacahırslı Eva yarım kovanlardan yarım koyanlara şifa dağıtıyoruz şimdi, gıptayla, lâl melekeler topluyoruz!
şimdi, yarını dünle suluyoruz!..
ToprağınSesi
.
(...Sayın Muradî hocam’a sonsuz minnetlerimle. Var olsun her daim şiir ülkesinde yüreği, sesi ve nefesi...)
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Eva'ya Yağmurdan Mektuplar / Eylül Irgalaması şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Eva'ya Yağmurdan Mektuplar / Eylül Irgalaması şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
'Şiir' çok güzel. Seçilmiş fon müziği ayrı güzel, ayrı bütünleşmiş, ayrı lezzet vermiş. Ve.. Cansız kelimeler Sevgili Kalimera'nın yorumlamasıyla hakikaten muhteşem olmuş, can bulmuş.
ne bir vasiyet say bunu Eva ne kahretsin! güzergâhlı yeni bir yollama!
bahçedeki çınarın körpecik yaprakları kendini yerlere attığında okursun umarım bunları gözlerini ayala bu kez! frapan bir busecik olacak! hepsi o! söz, kim olduğumu hissetirmeden öpeceğim, bu defa!..
ama, kulağına sessiz bir çığlık küpelenirmiş gibi dinle saçlarından çek aklını! alelâde, durgun su gibisin şimdi korkma ne dalga var zaten ne yılkıdan dönebilecek küreklerin ellerinde! umursamaz, hoyrat bir masal dinler gibi işte ne telaşa gebelensin için ne de dünlere yakalanıp, sobe!..
yalancı bir ağ oynaşması örümceği hevesi olsun ama yine de içinde devası denizin keyfine kalmış bir denizci kisvesi bilinci gün vurmuş menekşelerin gri hengamesiyle okuyacak olsan da -hayal ya bu zaten- dahası kim olduğunu hiç görmedin hani! ama bak! âmâ bir dudak şeraresi var yine de gamzelerinin sol cenahının üç yıl onbeş gün otuzaltı saat oniki dakika kadar kuzeyinde!
iyi bakmışsın kendine zamandan fazla uzamış saçların! seni, bulduğumdan berbat kaybetmiştim hatırladım şimdi! fondoten sürmemelisin terlerken ama suçun yok seni hileli makyajlara ben alıştırdım değil mi? ulufe gibi yağız imgelerle follarken!..
öyle yürek dağlar bakmak yok ama ki; erisin istemem melankolik bakışlarının kar’ı gamzelerin, hep yak/ışır istersen yüzünü nazarla yine de perçemlerinle olur da bir taş daha değer-vurulur kuşa! yok! yok! nükteli alma bu ünlemleri ya da bir ucube kıskanma hem, gıcırtılı sufleler neden kemirsin zihnini sol anahtarı bozulmuş keman akordu olsun istersen, garabet mevsimlerin acı senfonileri giyin aklına mesela, türküsü dudağında boğulmuş sefil bir öykü-muamma yaz günü yamacına beyazlar b/asmış dağlar mesela!
bu gürültü benden değil Eva kendinden de şüphelenme! yağmur başladı ve hızlanıyor giderek üşüdün, farkındayım ve bir garip tembellik asıldı üzerine ne olursa olsun olmaz! ıslanıyorsun boş yere hem, hayal bu unuttun mu! okunuyor yüzünün rahlesinden üşüsen öksürürsün, ama öksüremiyorsun evet, sığmadığını biliyorum derin bir nefes al şimdi hadi sok şimdi içini içine! evet zordur hayli biliyorum!..
korkma! çoktan dikildi kulaklar ekinler çoktan girdi gerdeğe rahmet’e gebe t o p r a k yağmur bekliyoruz! kuşkulu kuraklıkları vurur, değil mi kurşun! hak getire eski bereket u n u t m u ş o l a m a z s ı n latife ediyorsun! o eylül çoktan dindi! o eylül dündü! dün!
şimdi mevsim alacahırslı Eva yarım kovanlardan yarım koyanlara şifa dağıtıyoruz şimdi, gıptayla, lâl melekeler topluyoruz!
şimdi, yarını dünle suluyoruz!..
ToprağınSesi
Şairi ve şiirini kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.
Seçilmiş fon müziği ayrı güzel, ayrı bütünleşmiş, ayrı lezzet vermiş.
Ve.. Cansız kelimeler Sevgili Kalimera'nın yorumlamasıyla hakikaten muhteşem olmuş, can bulmuş.
Kutlarım can-ı gönülden iki 'Şair'i.
Saygıyla...