(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Adını Sen Koy... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Adını Sen Koy... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Tanrı kızıllığında gece üstüme örtülüyordu gün üzümleri saklıyordu salkım salaş olmuş devrik dürtülü duyguları her iliklendikçe bu gömlek savurduğum yaşamın pişmanlık ekleri yasa oluyordu sanki şimdi ne idi bunun adı ben koyamıyordum, taşıyamadığım gibi...
Yalnızlığın dergâhında Üşür ruh...
Üç yaşında kalmıştım dergahın ortasında o kadar küçüktüm ki Dünya'nın olduğum yerlerinde bir damla sevgi için hiç büyüyememiştim aslında şimdi etrafım bir o kadar kalabalık ki nedense o günlerden daha da yalnız olduğumu gördüm düştüğüm yerden çıkamıyordum ellerimi uzatıyordum kalabalığa sanki kimse görmüyordu bakmıyorlardı bile dışımı görmeyenler içimde ki boşluğu nasıl görecekti ki işte onun için dinime, imanıma kimse yaklaşmasın...
Yitik adreslerin puslu masalında s-aklanır İçte kök salan sızılar.
mazimdeki sayfaları tek tek yırtmıştın ne adres kalmıştı, ne yol zamandan tel tel an çalıyordum beynimde ki pas kokusuna gitmiyordu bir türlü ne yazabiliyordum ne anlatabiliyordum kendimi ağrılarım vardı taşıyamadığım sanki ağacın kökleri gibi sarmaş dolaş olmuşlardı bedenime de benliğime de diyemedim sana, diyemedim varolmadığın zamanlarımı ve kimsesizliğimi anlatamadım...
Gel diyen yanımızla Şiire tutunmuş kıvranışında Yaraları sarar kelimeler
Yazdığım serbest şiir aslında köle doğuyordu kırıldığım noktalarda bir sen düşüyordun şiirin içine bir de gelirsin diye yollara mevzi olmuş gözlerim 'kelimenin' içinden önce elim çıkıyordu seni yazar iken sonra harfler ve yerleri karışıyor 'emel' çıkıyordu içimden sarılıyordum şiirin iliğine bende kalanlarla... adı olmayan şiirler adına...
merhabalar sevgili dost güzel bir şiir yüreğine sağlık.. hayat günün doğuşu ve batışı gibi gerçekten hayat okadar kısa önemli olan hayatda ardında güzel şeyler bırakabilmek öyle değilmi? seninde bu şiirlerin bizlere kalacak okunası şiirler
baharı olmayan mevsimler kışı hep bilirler donuk meyveler yetiştirir ruhunda sonra umut sonra yine yine...yeniden tazeler mevsimleri mevsim üstüne hey hat ki heyhat! damlatır bulutları gölgelikte bir umut.................................saygımla tebrikler
Kalbin içindeki mahzende U-mutsuzluğun kıyameti koparken Üç noktaların avlusuna bırakılır yaşan(a)mamışlıklar. Kırılır kalem Dağıldığı yerde Yüreğin mektubu işlenir inceden inceye...
Sevgide doyumlarımız unutulur...yaşayamadıklarımızdır bizi acıtan...keşkelere dönen iç geçirmeler satırlara dökülür kirpikteki buz erimeleriyle...tebrikler değerli kalem...
hepte üç noktaya kalmıştır söylenemeyenler,söylenemeyen nicelerin hamalıdır üç nokta,we daha neler neler... nede güzel dizelerdi,yazan el dert görmesin... saygı we selamlarımla...
Sevgili sera... şiirde katettiğin mesafe hayli uzun bir yoldur. ve çok hızlı gelişmekte ustalaşmakta senin içindeki şair...
iyiki varsın zira...
her paylaşımın ayrı bir haz ayrı bir güzellik, yürekte çok farklı ve şiddettli dalgalanmalara sebep olmakta, seni bir kez daha yürekten kutluyorum. saygı ve selam ile...
yorgundukalem tarafından 9/19/2011 5:23:41 PM zamanında düzenlenmiştir.
yorgundukalem tarafından 9/19/2011 5:24:48 PM zamanında düzenlenmiştir.
Şiirlerde iyi güzele hep birlikte gitmek adına burada değil miyiz? Onun için; Şiir adına yapılan her tür eleştiri, fikir, düşünceye herkes-hepimiz açık olmalı ve anlayışla karşılayabilmeli diye düşünüyorum. Ve bence; zaman ayrılıp irdelenmesi-incelenmesi ayrı bir onur ve bahtiyarlık . Çok teşekkür ederim 'Usta Şair'.
İzninizle cevaplamak isterim. Başlık; aslında ve doğrusu isim bulamamaktan ziyade; Tema salt ben ve beni anlatmayıp, genele, herkesin duygu düşüncelerine hitap etmeye çalıştığından; ve herkesin yüreği ve yüreğinin içindekiler, hissedip-hissetmediklerini farklı olacağından; kendi ve yüreği adlandırsın o duyguları şeklinde düşünüp, o manasındaydı.
Dağıldığı yerde olabilir miydi? Kavram karmaşası yaratır mıydı? Hayır. Olurmuş hakikaten, hem de daha iyi olurmuş ama yazarken aklıma gelmedi.
Bilin ki; Değerli eleştiri ve fikirleriniz ışık tutuyor 'Şiir'lere. Yeniden teşekkür ederim. Saygıyla....
Tanrı kızıllığında
gece üstüme örtülüyordu
gün üzümleri saklıyordu
salkım salaş olmuş
devrik dürtülü duyguları
her iliklendikçe bu gömlek
savurduğum yaşamın
pişmanlık ekleri
yasa oluyordu sanki
şimdi ne idi bunun adı
ben koyamıyordum, taşıyamadığım gibi...
Yalnızlığın dergâhında
Üşür ruh...
Üç yaşında kalmıştım
dergahın ortasında
o kadar küçüktüm ki
Dünya'nın olduğum yerlerinde
bir damla sevgi için hiç büyüyememiştim aslında
şimdi etrafım bir o kadar kalabalık ki
nedense o günlerden daha da yalnız olduğumu gördüm
düştüğüm yerden çıkamıyordum
ellerimi uzatıyordum kalabalığa
sanki kimse görmüyordu
bakmıyorlardı bile
dışımı görmeyenler
içimde ki boşluğu nasıl görecekti ki
işte onun için
dinime, imanıma kimse yaklaşmasın...
Yitik adreslerin puslu masalında s-aklanır
İçte kök salan sızılar.
mazimdeki sayfaları tek tek yırtmıştın
ne adres kalmıştı, ne yol
zamandan tel tel an çalıyordum
beynimde ki pas kokusuna
gitmiyordu bir türlü
ne yazabiliyordum
ne anlatabiliyordum
kendimi
ağrılarım vardı taşıyamadığım
sanki ağacın kökleri gibi
sarmaş dolaş olmuşlardı bedenime de
benliğime de
diyemedim sana, diyemedim
varolmadığın zamanlarımı
ve kimsesizliğimi anlatamadım...
Gel diyen yanımızla
Şiire tutunmuş kıvranışında
Yaraları sarar kelimeler
Yazdığım serbest şiir
aslında köle doğuyordu
kırıldığım noktalarda
bir sen düşüyordun şiirin içine
bir de
gelirsin diye yollara mevzi olmuş gözlerim
'kelimenin' içinden önce elim çıkıyordu
seni yazar iken
sonra harfler ve yerleri karışıyor
'emel' çıkıyordu içimden
sarılıyordum şiirin iliğine
bende kalanlarla...
adı olmayan şiirler adına...
Tebriklerimi sunuyorum...