GÜZ GÜNLERİ
Eski güzler olurdu
Yağmuruyla, çamuruyla Yüreğimizi titreten rüzgarıyla. Bir parkta buluşurduk seninle Güneş ne çok esrarengiz gelirdi bize. Yapraklar birer birer düştükçe ağaçlardan Birazdan bizi de götürecekler derdik Eğilir suya bakardık Parmaklar dağınık saçlara gitmezdi. Suda gördüğümüz akis İki yılan gibi gelirdi üstümüze Gözümüzü kaçıramazdık İki bebeğin kahırlı bakışlarından. Sonra akşam olurdu Güneş başka ülkelere giderdi Annen seni çağırırdı balkondan Sen ona giderdin, Gözlerin bende bir tahassürle giderdin. Toprak beni çekerdi olanca gücüyle Ben köyümün yolunu tutardım Asamı elimden alırlardı Yollarda haramiler Kendimi toprağa atardım hıçkırıklarla Beni sarardı toprak Sanki annemmiş gibi Sonra suçlarım Birer birer eritilirdi Derimin üstünde Beni yıkarlardı bir tılsımlı suda Bir çiçek bahçesine giderdim Beni beklerdin sen Ellerinde güllerle Neden sonra anlardım Güneşin bütün esrarını. |