Çoban YıldızımNasıl bir sevgiydi ki Bu g/azap ateşinde kavrulup, Kaçıp kaçıp yakalandığım, Durup durup bağlandığım Saklambaç oynayıp düşlerimle, Aşktan köşe bucak gizlenirken sobelendiğim… İmkan/sızım mısın? Yoksa çaresizliğim misin? Ben imkân/sızım olanı seçmiştim çoban yıldızı... Aslında ikisi de aynı çözümsüzlüğün Mahkûmiyetinde çırpınan yanıtlardı. Deli gibi bir aşkla sevmiştim ben o ışıltıyı, Sevdanın g/azabında savrulurken, Sımsıkı daha fazla sarılmıştı duygularım aşk ateşine, Çok denedim unutmayı, İçimden seni söküp atmayı, Hatta bir hançerle içimden aşkını kazımayı, Buruş buruş yapıp duygularımı, Fırlatıp kenara atmayı, Ama olmadı işte bak unutamadım, Kopamadım, İçimde hala derinlerde ince bir sızı, Sen diye kanıyor çoban yıldızı, Zaman her şeye çare belki, Geçer an/sızın diye bekliyorum içimdeki acı Belli belirsiz vakitlerde ve Öldürdüğüm sensiz geçen saatlerde, Daha da saplanıyorsun içime imkân/sızım, Geçmiyor yara İyileşmiyor sevdan çoban yıldızım... Ne ıstırabım geçiyor, Nede aşkın içimde bitiyor, Bak kaybetti zaman, Dindiremedi yüreğimde kopan kıyametleri, Yetmedi gücü seni bende unutturmaya, Vuruldu oda benim gibi Gözlerinden ortaya düşen aydınlığa, Ben her yıldız kaydığında, Seni dilerim karanlığa, Sen benim düşlerimdeki çoban yıldızım, Karartma sakın o ışığı, Uğruna ömrümü adadım, Seninle alıyorum her soluğumu, Yanında vereceğim son nefesimi, Bekliyorum sabrımın kırık zembereğiyle, Sonbahar bitiminde zifiri bir gecede seni, İçimde çocukça bir sevinçle, Yüreğim ağzımda, Bekliyorum kaderimin, Sana çıkan sokağında, Yolumu aydınlatmanı çoban yıldızım. Sana hediye ettim ben her nefesimi, Yüreğimin ilk ve tek sahibi, Hadi tut artık ellerimi, Ve kabul sana verdiğim bu kalbi... Son kez alınan nefes gibisin kaderimde, Çekmezsem yalnız öleceğim sanki içimde, Ama gözümü karartıp çekersen seni iliklerime, Aşkın son verecek aldığım her nefeste sensizliğime. |