Muhayyel Loğusalık" boşluğa yazılmış nefes gibi , yüzü çizilmemiş gülüşlere dikilir iki gamze " sustur nabzımı kemiği kırılmış lîsânımı koy ayazlama bir kalıba kelimeler alçıya alındığında , belki gelirler insâfâ ayağımı sürüyerek vardığım koşturmalarımdan süpür canına kattığım muhayyel kırıklarımı dibe vuran karanlığın akıntısında topla kesesinden düşmeyen birikmiş kayıpları bahara borçlu bir eylül dağıtırken sabahın yatak keyfini ince askılı bir şubat soğuğudur üzerine giyindiği soyun şimdi daha yeni t/üremiş bir ateşin kül kızılı hevesi bu bitmemeli sönmeden kandilin debdebeli fitili yeniden başlatmalı zâyî edilmişleri ilk durak hayâtın kesiti ve eskinin bittiği yerde onarmaya başlar her şey kendini göğün göğsüne asılmış gecenin tırnaklarından damlar loğusa şerbeti günün her dönümü kiralık her sayfası satılık bir hikâyenin , zamânına takılır saçlarımın örgüleri artık körelmiş şairliğime biledim kalemimi deniz üşüyormuş dalgaları kırık yakalarda demleniyormuş s/onlar kimin umurunda akşamın gliserinli suyunda yıkar güneş yüzünü şâibeden arınırken mâzi ferdaya dalar gözleri topla pılını pırtını biççi ! 06/09/2011 13;00 eMİNE Günü yaşamak güzel . . . |