MAVİ İNTİHARyıldızlar dökülür gök ağacının dallarından çıngır çıngır, çıngır çıngır dökülür de yıldızlar dipsiz derinliklerine burgaçların ve enginde en mavi intiharların izleri kalır. izleri kalır süs olarak denizkızlarının çapkın beliklerine. çınlatır etrafı çığlıkları pike yapan saldırgan martıların -martıların sicili dürüldü ve götürüldü en titiz bir yargıca- çünkü midesiyle düşünen insanlardan farkı yoktur onların. onların gereksinimi yoktur ne dostluğa, ne bir inanca. şahinlerden farklıdırlar, arsızlaşırlar gün gün peyderpey. peyderpey yitirirler kendilerini ve gurur yoksunudur onlar. iyilik bilmezler, gagalarlar ekmek atan eli. çok tuhaf şey! tuhaf şey! bu anda beni neden böyle düşündürdü martılar? gök ağacının dallarından çıngır çıngır dökülürken yıldızlar, yıldızlar yağmurunun beşiğinde ısrarla salladığım o rüya bir altın topu gibi yakamozlu sulara düşecek apar topar. apar topar düşecek ve bölüşecek yazgısını düşenlerin veya bir yakamozda yansıyacak mutluluktan ışıyan bir göz gibi. bir göz gibi, hep iyilikle yunup uzak kalan öfkeden, kinden… ya da o rüyayı az sonra parçalayacak katil martının biri. martının biri geğirecek, çıngır çıngır yıldızlar dökülürken. |