AŞKIN İLK HALİ
İLK ÂŞK ALLAH’AYDI.
Gönüller gerçek ve hakîki sevgiliyi gördü, Tamamlandı. Söz verdi. Sonra! Sonra başladı felaketi insanın. Koptu ana yurdundan ve Diyâr-ı gurbete geliverdi bir gün. Kendi istemedi. Yüceler yücesi sevgilinin takdiriydi bu, Verdiği sözün imtihanıydı. Sevgili sadakat ister, bekler, hakkıdır. Ya alır ve kabûl eder, ki ne şereftir. Ya kovar katından, yanmanın büyüğüdür işte… İlk günleri, yılları kolay geçti, Perdeler yavaş indi önce Hâlâ işareti, kokusu, izleri vardı Hakk’ın. O sebeple zahmetsizdi çocukluğu. Dertleri bedeni gibi küçüktü. Sonra büyüdü ya insan, Hasreti de büyüdü, yalnızlığı da. Gönlü bir kez yâr-ı hakikiyi bilmiş Ve içine sindirme devletine ermişti ya artık, Her gün artan hasreti ile perişan olan zavallı insan, Çaresizce teselliler aramaya başladı. Doğaya baktı avundu, geçti. Hayvanlarla oyalandı, kullarla imtihan olundu. Yandı, kavruldu, cevheri çıktı ortaya. Nice deneyip yanılmadan sonra yine Hakk’a sığındı. Takdirine razı oldu. Sustu. Akıllılık etti… İşte kendi gibi bu zahmeti gören, bilen, Korkmayan ve gönüllü çeken güzel yürek sahipleri Birbirlerini bulur ise yeryüzü imtihanında, Yarım gönülleri birbirlerini tamamlar ve Hakk nûru tekrar parlar içlerinde. Felâha ererler. Mes’ud ve bahtiyar dönerler Hakk’a. Allah (cc) hepimize nasip etsin. Âmin… İstanbul |