RÜZGARBöyle kapımızda ne satar rüzgar Tükenmez mi bunun nar’ı, narası Sirenler çalarak gelir kaç katar Belli, peşin ödenmiştir parası Güneş mordan örtmüş naz duvağını Belli ki özlüyor gençlik çağını Dağlara uzatıp alt dudağını Vardır rüzgarlardan hesap sorası Kıskandırmak için onca eceyi Ay ayaza durmuş bekler geceyi Ağzından çıkarıp bu son heceyi Sağalsın istiyor ağır yarası Derde merhem olmak mıdır meramın Kaç dilin var senin, nice haremin Dünya durduk beri haramilerin Son bulmuyor dağda taşta korosu Açması çiçeğin, gülün gülmesi Bize yoldaş olur suların sesi Az bulunur böyle gönül kirlisi Kurarken kulaktan kulağa pusu Dayayıp başını nazlı bir yara Çekilsene şöyle sende kenara Halini sorarız biz ara ara Birlikte uyuruz bir gül uykusu Ey sevdiğim nedir senin melalin Aç kolların benim senin helalin Bir keskince sirke olsa da dilin Dudağında gelir abıhayat su Geçme kapımızdan sana darıldım Zamansız estin ya ona kırıldım Bu yüzdendir sensizliğe sarıldım Bitmedi gönlümün uzun koşusu Hüzünlenme sen de gönlü tasalım Çağırılınca gel birlikte eselim Güne sitem edip aya küselim Dinlensin dört yanda aşkın hu husu Hayrettin YAZICI |
Hüzünlemesen de gönlü tasalım
Çağırınca gel birlikte eselim
Güne sitem edip ay’a küselim
Dinlensin dört yanda aşkın hu husu
Ne güzel estirmişsiniz rüzgarı
Dilediğinizce
Kutlarım saygım ve beğenilrimle...