Kuru toprakta toz
Tuttum, kör ellirinde ölüme uzanan kuşları,
Somurtkan düşlerinde gizlenmiş çocukları. Damlalar dökülmeden mevsimlere seslendim. Kalabalık çakıl taşları umursamıyor göz yaşlarımızı, Göz yaşlarımız yeşertmek için kaybolan umutlarımızı. Kuru toprakta toz, Ve ayak izlerim geriye kalan, biraz sonra kaybolacak olan. Koca şehir, taşlar, ağaçlar ve kuru otlar. Yalnızlığı anlatıyorum kimsesizliğe. Hareketsiz taşların mutluluğu; Ölen kuşların gözlerindeki yalnızlık Anlatıyor, Yok oluşumuzu. |