25
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
2359
Okunma

biz çağırmadan aniden giriverdi koynumuza
sorgusuz
sualsiz
zaman denilen yılan
oysa herşey ne güzeldi eskiden, ne güzeldik
biz mi eskidik, yoksa sen mi yılan
ne güzeldi kızarmış ekmek kokusuyla uyanmak
yastık kavgasıyla uyumak
ne güzeldi bakkal amcaların dükkânlarına sepet sallamak
ne güzeldi çaya batırılan bisküvilerle oyalanmak.
mahallede ipten ipe sallanan çamaşırlar ne güzeldi
ahmet ne de güzel kale yapardı çamaşırları
ahmet’in kulağı ne de güzel annemin elinde kalırdı
o portakal kabukları ne güzel kokardı sobalarda
kimsenin telefonu yoktu da, ne güzel herkes birbirine giderdi
ne gazete, ne televizyon derdik sahi be, iyi ki cahildik
leylekler ilk bize gelirdi ne güzeldik
baharda, balattan motorlar kirâlar gezerdik İstanbul’da.
sonbaharın bir koluna kış takılıp gelirdi
leyleklerin resimlerini başka ülkelerin pullarına gönderirdi
kış göz kırparak gelirdi İstanbul’a
hangi sokağa baksanız bir kocaman kardanadam
çay içer, sanki boğazı seyrederdik
ne güzeldik
gürültü değil, çıtırtı gelirdi biryerlerden, ne güzeldik
annem kendi halinde mırıldanırdı
akşam sofrasına misafir payı hazırlanırdı ne güzeldik
ne güzeldi herşey eskiden İstanbul’da
ne güzeldik
günlerdenbirgün2011 / Davidoff
5.0
100% (28)