AŞK DENEN SİHİRLİ BELA
Beklenmedik bir anda gelip kapımı çaldın,
Rengi sevdâ kokulu bir ışık sundun bana. Yorulmuş bir yüreği tutup elimden aldın, Şimdi Kerem gibiyim, gördüğümden bu yana. Artık beni de götür sonsuzluk gecesine, Umutlara sığınan sabrımı tüketmeden, Ruhumu perde eyle sevdâ bilmecesine… Tutuşurken gurbetin o sıcacık düşleri, Bölüşür duygularım senden gelen umudu. Yıkanır yüreğimde sevdanın gülüşleri, Gözlerim mızrap olup çalar şu kırık udu Umutlarım açarken gerçeğin örtüsünü, Sonsuzluğa uzanan yollarına düşerken, Yıldızlar sunar bana sonsuzluk türküsünü. Bağlanır tutkularım, hülyâsına gecenin, Taşıyamaz melekler günün ışıklarına. Düşmüşüm ellerine bir sonsuz bilmecenin Bu hevesler götürür beni sonsuz yarına. Süreyim yüreğine içimdeki atları; Bir yangının içinden sıyrılıp geleyim ben, Kırılmadan ruhumun şu ipek kanatları! .. Nasıl kemendi atıp bağladınsa gönlümü, Kendi yüreğine de takıver bu sevdâyı. Gözlerinde yıkayıp soldurdunsa gülümü, Yalnız bende bırakma bu sihirli belayı. Gel, birlikte yanalım karışsın küllerimiz, Aşıklar, bu büyüyü gelip alsınlar bizden Kanasın gönlümüzde açılan güllerimiz… Muhsin İlyas Subaşı |
mihrümah sultan tarafından 8/16/2011 2:23:17 PM zamanında düzenlenmiştir.