GİDİYORSUN, ANLADIM
Anladım gidiyorsun bunlar alıştırmalar
Sözlerinle, tavrınla “öf” diyorsun anladım Geride kaldı artık kavgalar ve kırmalar Vuslatı oldurmadan gidiyorsun anladım Bu aşk asra direnen koca çınar gibiydi Esen rüzgâr dalları, sanki sınar gibiydi Sevgilim hatırlasan gönlüm pınar gibiydi Tasını doldurmadan gidiyorsun anladım Hani hep sevecektik, ruhumuz gürleşince Cennete erecektik ölümle birleşince Hani o an gelip de içime yerleşince Düştüm ya kaldırmadan gidiyorsun anladım Toprağımız aynıydı, suyumuz aynı gölden Ruhumuza üflenen nefes de aynı yelden Neden beni duymadın “kâr gelmez,” dedim elden Kayboldum buldurmadan gidiyorsun anladım Ah sevgili sultanım, bak kısıldı avazım Ben şimdi ağlıyorum gördüm ki kara yazım Hikmeti var elbette hüzzam çalıyor sazım Bir neva çaldırmadan gidiyorsun anladım Aç kalmış yavru kuşum toprağı eşeleyen Anasından ayrılmış kuzu gibi meleyen Evi barkı terk edip sokakta geceleyen Garibe aldırmadan gidiyorsun anladım En iyi çalanları topladım düğün için Meydanları süsledim allarla bugün için Kınanı yakmamıştın üzüldüm için için Bir sebep bildirmeden gidiyorsun anladım Güneri Yıldız (Elazığ,24.05.2011) . |