her şeyden korktuğum zamanlardı şiirler yazıyordum kimsesizliğime
yoktun önceleri büyülü bir sırdın içimde gelmesini beklediğim bir yolcu görmeyi istediğim bir rüya en çok özlediğim en çok istediğim
aşk’ı beklerken gelmiştin kucak dolusu sevecenliğinle gelişin dalgınlığıma denk gelmişti iyi ki’lerce merhaba oldun sonra
soğuk heykellerin ruhsuzluğuna saklanmıştım ay ışığı takip ediyor sanıyordum gölgemi gözden kayboluyordum her gece sanıyordum ki yıldızlar şiirlerimi saçacak yerlere sapanla vurulan kuşlar gibi ölecek heveslerim beni deli edemeyecek mısralarım zihnim devinecek sonra
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Dokuz'dan O'na... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Dokuz'dan O'na... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
"İyi ki" bana göre hayatı daha bir yaşanası kılan en anlamlı söz Ne kadar keşkemiz varsa yaşamın o oranda ağırlaşması gibi ne kadar iyikimiz varsa yaşam o kadar hafifliyor ve o oranda mutlu oluyoruz...
İyikilernizin çok olması dileğimle Güzeldi şiir Tebrik ederim ...
şiir mahur makamında şarkı gibiyidi veya bir veya bir masalın şiire izdüşümü baharı anımsatan işaretler vardı 2002 ne kadar uzak ve ne kadar yakın duyguların tarihi olmaz zamanaşımı olmaz güzel ve naif satırlardı sevdim
şiirler vardır, yaşanmışlıkların uzun yollarından gelmiştir atılan her adımın, acı ile çekilen her soluğun resmidir uzağın kalbine haykırıştır bazen kısık seslerin toplamında bağdaş kurup düşürmektir aklı yatırıp ıraklara pas tutmuş değerlerin bünyesine dokunur / kendine has saydan renkleriyle bazen koca bir boşluğun resmidir, içsel derinliklerde çoğalan acıların toplanından oluşan hep kendine ait izler taşır zamanın yelelerinde, durgun suların çağlayanlara akışında gizlidir gerçek yüzü bazen peygamber sabrı kadar yalnızdır şiir uzak ülke dilidir, duyulmaz ancak teninin sıcaklığına dokunduğunda yaktığını hissedersin belki de şiir, yoğunluğun dilidir, hayatın gergefinde dokunan ve bilinçaltımızın saklı gerçeğidir, bizim dahi bilmediğimiz olguları kusarız mürekkebin akıcılığından bazen mavidir, denizleri kucaklayıp göğe karışır belki yeşildir şahikaların saçlarına rüzgar taşıyan belki de, gök kuşağının intihar eden gece aksanıdır / biraz solgun, biraz şair duruşlu doğunun şivesinde saklı körpe bir kızdır belki, saçları okşanmayı bekleyen en çok annedir belki, kokusunu iliştirirsin dizelere / birazdan dokunur gözlerine yaşlı elleriyle kuytulardan aşka için uyanmaktır aslında, her şeye rağmen sevmeyi koşturur atlarını yorgundur şiir, huzuru yakalamak ister, kalbin derinliklerine dokununca...
ve ben bu şiirde, bütün tatları yakaladım şair...
her daim şiire dokunan şaire tebriklerimi bırakıyorum...saygımla
Abdulkadir BOSTAN tarafından 8/4/2011 10:17:35 AM zamanında düzenlenmiştir.
Her zaman şaşırtıcı görsellerle şiire renk katmak ne kadar anlamlı...Gelmekle gitmek sevginin iki kutbudur...Birinde özlemler diner...diğerinde hayeller biter...Sevmenin şiddeti kadar mutlu olur, ya da acı çekeriz...Her ikisi de bazen ellerimizdedir...Kimi zaman aşklara üfler...uçan kelebekler gib ardından geri çağırırız...Sevginin hüznü daha çekicidir...Şaşaasız kavuşmalar yerine, kahır duyduğumuz sevgi kadehlerinden içmek belki daha mutlu eder...Çünki adı aşk olan gizemli yolculuk zevkli tehlikelerle doludur...Tekdüze yaşamaktansa...adranalin yüklü filmler daha bir ilginçtir....Çok tebrik ediyorum...Paylaşmak şanstı...Entellektüel-41
her susukuda büyüyen bir sevda vardır her inkar yada ikrar can verdiği duyguyu doruğa çıkarırken içimizin kanayan yanlarında sevda çiçekleri açar onlar yaşamak yanımızdır kardeşime yakışmış bir şiir selametle kalsın
Çağrının ulaklığını yapacak bir cadde de araba sesleri ve ardınca yaşamak...Yastığa başını koyduğunda insan, bu sesler ile şiir gibi konuştuğu anlar olur ya, aynen öyleydi..
Elbette on kanatlı kuşun ömrünü kutladım...Rabbim kanatlarını bol, kuşun yüreğini de huzurlu eylesin..
Başlık ve hikâyedeki tarih... Kızımı çağrıştırdı bana. 2002 ağustosundan bugüne... Hani o sakin limanın var ya, kızım yaşında. Büyüsün büyüsün yeni yaşlara sen ve sakin limanın. ve bahçedeki dut ağacının gölgesinden eksik olmayasın hiç.
maşaALLAH.