Damlaya damlaya söz olur IIMeçhule uzanan bir yol benimkisi Leylanın gölgesi belirir, her uçurum yamacında “Gülüşünü ver bana... Şavkından yakamozlar çırpınsın gamzemde._” “Özlem; dudaklarda kalan sıcaklık değil, yüreğinin cezbeye tutulma halidir.” “Aşk duvar dibine sindiğinde, ilkin şeytan sobeler” Her ölüm yeni bir diriliş ise şayet, sensizlik sana uyanmanın başlangıcı... misafirdim, ev sahipliğine geldim..._ “Her gece, bu saatler de parmak uçlarımdan kaçıyorsun şiirin göz bebeğine” “Her başlangıç masumluğunu korur, şeytanla çarpışana kadar... Ve Aşk o zaman doğar” “Hani diyorum yar! say ki geldin... yokluğun kadar paha eder misin? ” “Ateş bendim, su ben... Bir avuç kül payına düşen Çek bir besmele, aklan istersen” “Ve çöker sessizlik...sinsi duman gibi bırakır zehrini. Ecel gelir, sen çıkarsın ruhumdan. Oysa kavlimiz, mahşeri birlikte kucaklamaktı “ “Gözlerin diyorum gözlerin ! asırlar sonrasına uzanan bir yol...izin ver öleyim.” “Bana bir gülücük getir, varsın ayağı çarıklı, yüzü pasaklı olsun...ömrüne bereket saçayım hiç düşünmeden.” “Akşamı sabaha koştur...sabah gözlerimde dinlen...özlem kokusunu harmanlayalım.” “İki ucu ateş olan doğruya, sarmaşık olabilmek...kor olma pahasına” “Kelimelerim; rüzgarına emanet ettiğim birer uçurtma..” Sürgün sevdalar yaşanır, her şehrin kuytu bir köşesinde...varsayımlar üzere...uyanır gün ve şehir çıplak kalır...sevgilinin gölgesinde “Sırılsıklam özlem biriktirdim, önce den sonra ya. Vakit; şimdi...neredesin sevgili? “ “Olur mu deme...oldu bile. İblisle anlaşma yaptım seni Allah a havale ediyoruz.” “Sonu meçhul, nafile oruçtur aşk” Sevgiliye koşarken, kokusunda kaybolmak gibi birşey cennet sevinci...oysa aşk; yanmak değil miydi? “Bir yudum hayat içelim, karşılıklı olsun... sonrasında gelen herşeye eyvallah.” “Elinin, dilinin değil yüreğinin yettiğidir aşk...” “Ne farkı vardı fahişeden, gönülden gönüle geçen afilli sevdanın” “Gelene nezaketen sonuna kadar açtığınız kapıyı Memnuniyetsizliğiniz sonucu Çıkarken sıkıca kapatın ki Dönüşü sizi yıkmasın.” “Yüzsüzlüğün üzerinde yine, gelip oturdun aklımın baş köşesine...tam da temizlemişken dört bir yanı.” “Önce yağmur ol, sonra karar veririz topraktan doğacak olanların rengine.” Gelen geçen aşk satar, palavraya karnım tok Sus ey divane gönül…sözün kadar hakkın yok Devrim Tülay Aydın -Paylaşımlar- |
“Elinin, dilinin değil yüreğinin yettiğidir aşk...”
“Ne farkı vardı fahişeden, gönülden gönüle geçen afilli sevdanın”
Hayranlıkla okuyorum.Harikasınız.Sevgi ve saygılarımla...