ZOR GÜNLER
Bir boşluktan kurtulup,
Bir başkasına düşer gibi, Amansız sendelemeler soluk keser, Başlar yaşamın deli – dolu rüzgarları, Sendelemelere yandaş onlar da ölçüsüz eser. Toplumsal yaşamın zor zamanlarıdır: Böylesi süreçlerde şaşırır, apışıp kalır insan Organlar sanki yer değiştirir, Gözler başka görür, akıllar yolun şaşırır. İşte o zaman aklında yönü değişir. İnsan bunalımıdır bu, zorun en zoru, Sinsice değil açıkça sokulur insana, Ve tüm toplum katlarına yansır dalga, dalga, Üstelik yansımaları da denetler o etkili güç, Dönüp – dönüp arkasına bakar ve konuşur; “Var mıdır beni denetleyecek bir güç?” dercesine, Etkili ve yetkili bir güç oluverir birden. Üstüne üstlük, gerinir – gerinir birde kasılır " Kafaların gerisinde saklananlar, Acaba tamamlandı mı” diye “Bi daha – bi daha” düşünür. Az da olsa biraz beden dirençlerinin kaldığını, “Bedenlerin dirençleri tamamen tükenmeli!.. Ama, tükenmemiş ki karşıtlıklar hala var, Oysa bizden olmayanlara Dünya dar olmalı, dar!...”. diyerek; Öfke nöbetlerini alabildiğine kabartır. Yönetim erkinin en tepesinde de olsanız Mademki insansınız bu serüveni yaşarsınız Gün döner - devran döner biten her şey gibi, Yaşanan en güçlü serüvenler de sona erer. Böylece başladığı noktaya döner insan Süreç bir hesaplaşma süreci olarak işleyecekse, Geride kalan güçlü hesap soruculuğunun Bir hesap vericiliği de olacaktır her zaman. KEMAL POLAT |