içimiz k/ayıp...inkar etmek yok çok ayıp yağmur gelince sundurmaya genzi kokar naftalinli giysilerinin bir kapı önünde utanarak dinelmek koyar mı şaire bu çocuk bir başlangıçta dağıldığı gibi kirli bir incir ağacı çocuğu olur olmaz saatinde semahın döner ha döner ayrılık gemisi yakından geçerken burun kıvırmak yok çok ayıp ağzı kokar deyyusun babasına çekmiş bir İzmir denizi n’olacak küfür küfür küflenecektir melek kanatlarında vuslat renkleri araF alfabesi gibi sarmaş dolaş günler uzamadan rüyaya kalmak hep geç kalmak bıraktığın kovulmaya ağlayarak hayra yormak yok çok ayıp inançların arka planı eksik sanal solgunluktur bu onadığımız paldır kültür yitirilmiş gurur eşyayı adıyla çağırmak deniz kuşlarından kuşkular edinmektir biraz biraz da geç verilmiş bir hayat ben cinsine ihanet eden şeytan taşlayın sevişimi sizi unuttum demek yok çok ayıp emanet sevmeler edindiğimiz bedenleri kutsarken eski mabette devşirme bir sabahın kan boyalı ihanetinde kuruyoruz tartıldıkça günahlarımız birbirimize hep fazlayız oysa gidilen yollar içinde zenginleştik bilmediğimiz bir kentte sahipsiz köpekler kadar yalnızdık sahiplenemediğimiz şimdi içimizde uyku… alicengizoyunu (…ayıplama beni… seninle acı çekmenin ötesine geçmek istiyorum…) |
eski mabette devşirme bir sabahın
kan boyalı ihanetinde kuruyoruz
tartıldıkça günahlarımız
özgün yazılan şiirlerin youmu da zenginlik yaşatıyor esere.birkaç defa okudum.her okuyuşumda imgeler farklı yerlere kaydı.kaleminiz hep şiirle yaşasın...selam ile...