MUNÂCAAT
Vuslat aşkıyla yanıp ümit bağladım Sana,
Zorlu hayat yolunda beklerken o müjdeni, Duymak için geldiğim şu kirlenmiş cihana, Yok’ta Var’ını seçip tasdik eyledim seni… Uzun minarelerde senin adını duydum, Karmaşık duygularla her gün kapına vardım. Fatihâ’yı, İhlâs’ı doğru-yanlış okudum, Rahmetine sığındım, affımıza yalvardım… Suda, kuşta, rüzgârda varlığını duyunca, Çılgınca ‘işte buldum, buldum’ diye sevinsem. Kapıp bağrıma bassam, hayatımın boyunca Saklasam ‘sevdiğime erdim!’ diye övünsem… Bir şekil veremedim o tertemiz adına, Hayâller zincirinde ve rüyada uğraştım. Derviş olsam da kanmam ışığının tadına, Eridim varlığında, hilkât sırrını aştım.. Ve tövbeyle yoluna düştüm, her gün dolaştım, Döndüm kendi kalbime dinledim feryadımı. Benliğimden sıyrıldım, varlığına ulaştım, Temizler misin Rabbim şu kirlenen adımı?.. ( Türk Yurdu Dergisi; Ağustos-1965) ( Vuslat Türküsü ’nden) |
neredeyse yarım asra merdiven dayıyor -şairin düştüğü dibaceyle- şiir
Şiir o ki üzerinden yıllar hatta asırlar geçse de kendini okutandır, Yunuscasına...
Derin bir haz aldım
Kutlarım sayın şairi...