DUYMADIN MI SEVDİĞİMBu boyutu değil zamanın, istediğim Bu algılar da değil ruhundan sezdiğim Oturduğumuz yer böyle değil İçtiğimiz su ayrılmış burada Yediğimiz lokma boğazda kaldı Her zaman düğüm düğüm Ve yüreğimse hala daha takılı kalmış Sen giderken attığı narada Duymadın mı sevdiğim? Böyle istemedim, ben ayrı, sen yoksun Böyle duramıyorum sensizlik zor, hayatım bir kördüğüm Dağlarca’nın “suca akarak yalazlanan ağustos atlarında” kanat (*) Kanat olup uçmaktır sana doyunca Muradım kalmadan gözümde Beklediğim geçen asırlar buyunca Evvelden sen gördüğüm Ve gözlerimde donan hayretler büyüdü Sen giderken ardından bağırdım / baksana Duymadın mı sevdiğim? Göç yolu gibi zor olmasın, kuşların Göçmeden buluşsun sevdamız Bu boyutu değil zamanın, istediğim Böyle istemedim ben ayrı; sen yoksun Sensizlik nefesimi keserken düğüm düğüm Sendin uzak ufukta karartılar halinde gördüğüm Ve denizlerce mavilikler içinde kanım Sen giderken oluk oluk aksın Çekilirken canım İç kana kana Doymadın mı sevdiğim? Kuyulara düşmeden olsaydı, dileğim Çekilmeden koptu kopacak iplerle Can, tam da kıyısında ölümün Kalmamalıydı sevdiğim Ne bildiğim kendini gizleyip ve çetrefilli sözlerin içine saklanmadan Ne seni anlatmak için sahte imgeler aramadan Açıktan, doğrudan her zaman Korkmadan hiçbir şeyden Yılmadan zordan Senden olmamalıydı yanışım Olacaksa bildiğimiz nardan Ve ocaklar dolusu ateşlerde pişmeliydim Sen giderken bağırdım durmadan Kurban olduğum Duymadın mı sevdiğim? Sen ve ben Gülün alı, kanadı Dalında diken, batar elbet Nedense ellerimin yerine Hep derinden derine Ey sevgili ey Bak yüreğim kanadı… Ve Ben böyle istemedim; ben ayrı, sen yoksun Bu boyutu değildi zamanın, istediğim Sen giderken seferine Ve aklıma takıldı işte, soruyorum: Sen beni adamdan Saymadın mı sevdiğim? Güneri Yıldız (Elazığ, 02.07.2011) ……………. (*)”…..Suca akan bir yalazdır ağustos atlarımız…..” /AT AĞUSTOSLAR TÜRKÜSÜ. (Fazıl Hüsnü Dağlarca) . |