şehir can çekişiyor /uyandığında taş taş üzerinde yok, acı ve öfke çok kimse evinde değildi, herkes kovulmuş turuncu balık kırmızı kanlarla poşetin içinde çırpınıyor..
ağlayarak nehire koştu judia suya atladı kolsuz bacaksız sadece gözleri vardı gördüklerine pişman kardeşi suyun derinliğinde yatıyordu
gitmeye mecbur bırakılmış herkes gibi ve yaşamaya hakkı olan her insan gibi dua ediyordu, bilmek istemiyordu
ağladı judia uçurumun kenarına koştu çaresizlik ölmesine bile izin vermiyor..
her şey ne kadar da ürkütücü görünüyor.. uçurtma uçurduğu çimenler kan kokuyor.. askerler oradan oraya koşuyor..
çamur içindeydi çocukluğu balçıktan başka yiyecek yok..
judia uyumak istiyordu bunların bir kabus olmasını diliyor..
ömrüne yapışmış sahipsizliğin çıkmaz yolu ve küfür gibi bir duman çadırlara koşuyor..
judia erkenden büyümeye bırakılan bir tohum.. judia kaybolmuş bir hıçkırığın acı soluğu..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
judia şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
judia şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
turuncu balık kırmızı kanlarla poşetin içinde çırpınıyordu
ağlayarak nehire koştu judia suya atladı kolsuz bacaksız sadece gözleri vardı gördüklerine pişman kardeşi suyun derinliğinde yatıyordu
gitmeye mecbur bırakılmış herkes gibi ve yaşamaya hakkı olan her insan gibi dua ediyordu,
ömrüne yapışmış sahipsizliğin çıkmaz yolu ve küfür gibi bir duman çadırlara koşuyordu
judia erkenden büyümeye bırakılan bir tohumdu judia kaybolmuş bir hıçkırığın acı soluğuydu ALDIĞIM BÖLÜMLERİN HER BİRİ İÇİN AYRI AYRI YORUM YAPAYIM İSTEDİM..AMA NE GEZER..ANLADIMKİ ŞİİR KADAR YORUMDA KABİLLİYET İŞİ..BUNUDA BECEREMEDİM YİNE SINIFTA KALDIM..YORUM OLARAK HAKKI BU DEĞİL BU ŞİİRİN AMA NEYLERSİN..BÖYLE KABUL EDİLSİN BARİ..HARİKA ANLATIMLARDI..İMGELER MUHTEŞEMDİ..GÜZEL BİR DUYGU PAYLAŞIMIYDI... YÜREĞİNİZ VEDE KALEMİNİZ DERT GÖRMESİN..KUTLUYORUM EMEĞİNİZİ.
Farklı... Bakış açısı, çözülen dil bağı, örttüğü yorgan ve göz rengi. Çok farklı... Yorum gücü yüksek ve grafiği her dizede yükselen bir şiir seyrettim. Serbestliği doğasından, içini yakan bağımsızlık-bağlanamama tutkusundan geliyordu...
Çok keyif aldım, mutlu ayrılıyorum sayfanızdan. Kutlarım.
yorumları okuyunca kendi kendime dedim ki sanıldığı kadar keşke masal ya da öykü tadında olsaydı anlatılan bu acı gerçekçilik...ama masal değil bu şiir...benim bildiğim masalların kapıları mutlulukla açılırdı çocuklara....benim bildiğim masallarda yüzü gülerdi çocukların...ve yine bildiğimiz bu masalları tekrar tekrar dinlemekten yorulmazdı gül yanaklı çocuklarımız...şiirin sadece tekniğine bakılmış ama yüreğine maalesef hiç dokunulmamış... şairin bizlere anlatmak istediği masalların kıyısından bile geçmeyen kanlı ve gerçek yaşamın yani savaşın göbeğinde, mayınlarda koşturan ve yüreği ağzında dolaşan çocukların öyküleri bunlar...ne kadar acı değil mi...derdini anlatamamak ve seslerini duyuramamak...hatta duvarlara çarpıp kendi yüzünü yalayıp geçmesi sesinin...ne kadar sızlatır insanın yüreğini değil mi..?
Agrin'in de her çocuk gibi güzel ve tertemiz düşleri vardı...yaşamak ve doyasıya gülmek onun da hakkıydı...ama ırzına geçilmişti Agrin'in...hem düşlerinin hem masum yüreğinin hem de bedeninin...düşlerinde her gün çamura batıp çıkmaktan yorulmuştu Agrin...bebeğine ve kardeşine çocuk yaşında hem ana hem baba olmaktan...her gün kâbuslarla kan-ter içinde uyanmaktan ve her gün yeni intiharlara meyilli olmaktan bıkmıştı Agrin...sonunda o küçük bedeni kaldıramadı sırtında taşıdığı onca yükü onca ağırlığı....gözlerinin önünden bir saniye bile geçmediği o kanlı geçen günü hiç unutamadı...çareyi gitmekte buldu Agrin...ona açılan tüm kapıların yolu ölümden geçiyordu sadece...her gün yavaş yavaş acı çekerek ölmektense kendi elleriyle kendini öldürmek daha kolay geldi Agrin'e...sandı ki atlarsa denize temizlenecek tüm kirlerden vücudu...ama yalnız değildi Agrin...kucağında çocuğu ve ardında gözü yaşlı bıraktığı kardeşi...
"Kaplumbağalar da Uçar"...mış bakınca anladım...
duyarlı güzel yüreğinden seni öpmez miyim Fulya...
Bence, öyküleyici bu anlatımda; judia'nın gizemli yolculuğunda, mekan ve zamanla ortak öğeler oluşturulmuş; üçüncü şahsın ağzından özlem ve vuslat düşünsel yeteneği olmayan bir varlıktan yola çıkılarak hayattan çeşitli kesitler çarpıcı bir üslupla okura sunulmuş; okurun bu imgelerde kendinden bir parça bulması başarıyla sağlanmış. Fulyaa, "mor karbasi" den yola çıkarak pek aşina olmadığım bu yöntemde verdiğiniz başarılı örnek için sizi kutluyorum.
elbatur tarafından 7/2/2011 8:34:07 AM zamanında düzenlenmiştir.
turuncu balık kırmızı kanlarla poşetin içinde çırpınıyordu
ağlayarak nehire koştu judia
suya atladı kolsuz bacaksız
sadece gözleri vardı gördüklerine pişman
kardeşi suyun derinliğinde yatıyordu
gitmeye mecbur bırakılmış herkes gibi
ve yaşamaya hakkı olan her insan gibi
dua ediyordu,
ömrüne yapışmış sahipsizliğin çıkmaz yolu
ve küfür gibi bir duman çadırlara koşuyordu
judia erkenden büyümeye bırakılan bir tohumdu
judia kaybolmuş bir hıçkırığın acı soluğuydu
ALDIĞIM BÖLÜMLERİN HER BİRİ İÇİN AYRI AYRI YORUM YAPAYIM İSTEDİM..AMA NE GEZER..ANLADIMKİ ŞİİR KADAR YORUMDA KABİLLİYET İŞİ..BUNUDA BECEREMEDİM YİNE SINIFTA KALDIM..YORUM OLARAK HAKKI BU DEĞİL BU ŞİİRİN AMA NEYLERSİN..BÖYLE KABUL EDİLSİN BARİ..HARİKA ANLATIMLARDI..İMGELER MUHTEŞEMDİ..GÜZEL BİR DUYGU PAYLAŞIMIYDI...
YÜREĞİNİZ VEDE KALEMİNİZ DERT GÖRMESİN..KUTLUYORUM EMEĞİNİZİ.