Hüzün sonatı
İşime yaracayacak kadar şey öğrendim
Fazlası fazla Yunanca rakamları bilmem mesela Almanca haftaları İtalyanca günleri Ama bütün dillerde ağlayabilirim O başka... Kendi fiilinin failiymiş ya insan Külliyen yalan Emanet bedenlerde ya kısmet yaşıyoruz Kurmalı oyuncaklar gibi Hop derlerse duruyor Dürterlerse koşuyoruz... Bizimki muasır medeniyet yolunda Ufak bir trafik kazası Sadece bilanço birazcık vahim Algılarımız yerle yeksan Duygularımız ağır yaralı... Çocuklar gördüm Minicik elleriyle ufku aralayan Kadınlar gördüm Yaşlı gözlerle gün sayan Adamlar gördüm Kaybettiklerine ağlayan Hepsi mahzun hepsi çilekeş hepsi yaya Sanki yaşamak için değil de Şöyle bir bakıp çıkmak için gelmiş gibi dünyaya... Sonra efendiler gördüm Yalancı cennetlerinde tanrıcılık oynayan Kafaları kendi pisliklerine gömülü Efendiler Dünyayı yutsalar doymayan... Soytarıları hiç saymıyorum Çalmak günah çırpmak zinhar haram Rahman ve rahim olan Allah’ın adıyla Ya haci bam ya haci bam... Ama doğruya doğru Öyle kolay kolay yıkamazlar bizi Kadınlı erkekli biz çok severiz harbi Allah nazarlardan korusun İlmimiz pek derin sosyetemiz kallavi Allah nazarlardan korusun Üstümüz başımız döl bereketi... Mürekkebe bulayıp kalemi dehleyeceğim de Bir anlayan çıkıp da sarmaz ki yaramı Koyverdim artık göz yaşlarımı Gayri ne yana isterse o yana aksın Zaten hüznün orospusu olmuşuz vesselam Şuncacık keder bize ne yapsın?... |
Bir damlada okyanuslar.....
Acımız da bir sevdamızda...
Kutluyor saygılarımı gönderiyorum...