Hülâsaolmaz ki gecelerin şâhidi , kayıp kıyılarda başlar gün doğmaya ve sıcağını toprağa bırakmaya üşümüşlüğün nefesinden asılır rüzgârın oğlu karışır toza dumana ne zaman mehtap düşürse elindeki deseni kırılır sahipsizliğin uluma sesi ne zaman yıldızın saçından kaysa katrenin silüeti mâtemin boynundadır diş izi saksıya dikilmiş her dileğin dalından sarkıtılır salıncak ve gövdesinde başlar sonu gelmeyen kuyruk hizâya giren ihyâ edilecektir gerisi buyruk uzun telâşların bilinmezdeki karşıtıdır yeri değişmeyenler ellerimin büyüklüğü ile yarıştırıyorum sarılmaları dudağımın etrafını süsleyen gülüşlerin rengini bulup yerleştiriyorum kendimi baktığında gördüğündür hülâsam sabah pembe giyinmiş esmer bir güneşin doğurganlığında emânete bırakılan gece ise sükûnetin kerevetinde yastık kavgasında deryânın kıvrımlarında çekiştirilmiş raks eden salınışların ihtirâsı , talan eder güverteleri talazlanmış sedâların duyuları yükselir ötelere berilerde durulmuş bir kaç yel değirmenine doğru eser ç e k i l i n ! 22/06/2011 09;30 eMİNE |
birikmiş pişmanlıklarla yola çıkmış en doğru karar benim !''
Benim Güzel Şairim
Hatalar kaybolan çabalar değildir derim hep onlar ileride ki zamanlarda doğruyu bulmaktaki işaret direklerimizdir Hani şairin dediği gibidir bazen de Ne pembesi? hayattaki tüm renkleri siyah’ın içine karıştırdım ben başka renk bilmem… " dedim
Sevgim ve saygımla gönülden kutluyorum güzel dizelerinizi en güzelime emanetsiniz...