Sebepsiz İntiharım Olurdun
Ben gözlerinin rengini düşledikçe
Kuş sürüleri geçerdi içimden Düş ertesi bir gündü Beni uçurum uykularından uyandıran Bir var/mış, bir yok/muştu umutlarım Bir Akdeniz akşamında Günahlarıma sarılıp uyurken Bütün sevdaları düşman bellediğim günlerde Gözlerin çarpardı içime Kuşlar havalanırdı o an Yapayalnız kayalıklarımdan Çığlığıma kimseler dayanamazdı Ben ormanlarında kaybolurdum Güneşin öte yüzünde Sevinç körebe oynardı akşamlarla Yağmur mevsimini andırırdı gözlerin Tanrılar utanırdı köpüklerine battıkça Yolumu yitirdiğimde derinlerine saklanır Sebepsiz intiharım olurdun Seni özlediğim zaman Yorgunluk telvesi dökülürdü yüreğimden Nehirlerle birlikte yürür Aşkın dağlarından düze inerdim İçimdeki ebedi sevdalardan topuklarım kanar Ağlamazdım İçimdeki imgelerle büyüyen kız Sessizce el sallardı bana Acılı bir geçmiş yansırdı oysa desenlerimden Hüznün bütün istasyonlarına uğrar Ama asla yıkılmazdım Yollarımdaki çığlıklara ve barikatlara aldırmaz Yaşamın çiçeğe kesen yüzünde Seni arardım Selahattin Yetgin |
Yorgunluk telvesi dökülürdü yüreğimden
Nehirlerle birlikte yürür
Aşkın dağlarından düze inerdim
İçimdeki ebedi sevdalardan topuklarım kanar
Ağlamazdım
yüreğinize sağlık..