KRAL ÇIPLAKdizi dizi kaldırım taşları dizilir yüreğine bilmem kaçıncı yürümüşsündür çıplak ayak nasırları kanadıkça sevginin masum çocukluğuna soyunur gece firari olmuşsundur sen çoktan geçmişinle gittiğin her sapakta bakışların tutsak satmış ruhlarını böğürtlen dudaklarında fahişe yalpalayan yosun kokusu kırık teknenin ten kokusu sarar nefesini kral çıplaktı işte… taşınmazından gurbeti sırtlayıp düşlerine kırk yama atarsın yüreğine ipliğini satmış dünlerin yarına çeyrek kalan umudun domino taşlarına yazılır sevginin kaderi bir tikseli şehvet nabzı vurur rüzgâr “it ürür kervan yürür” bu sokaklarda okşar saçlarımı annemin kınalı elleri viranede açan gelincik çiçeği ahu zar dönülmez yolun yorgun neferi… yollar ve insanlar… kaplumbağa adımlarına gebe hayat inişlerinde; koşar adım pür sürat yokuşunda; yorgun ağlamaklı bin bir surat koş…koş…koş… ister sev ister ağlat… işte böyle bir hayat… düz yolun sonu her zaman belli olsa da; virajı bozuk kıvrımlara takılır bazen şimendifer.. rayları eğri-büğrü… başı dik, onuruyla yürümek helal süt emmişlerin hüneri yüreğinde şafağın tınısını büyüten salkım söğütler güneşin saçlarında açar tanyeri sevmek- sevilmek hakkın emri gecenin ipliği çıkar sabahın sesinde hissetmek aşkı son nefesinde gönül gözünde yoksa at gözlüğü yine yine diyorum işte...! kral çıplak… ÜMMÜ AŞCI... |