B/AŞK/A MERSİYEŞiirin hikayesini görmek için tıklayın çok eski bir şiir denemesi bu...
bilmem şiir denir mi? çok sevdiğim Divan edebiyatına bir kapı açmıştır bende...kırık dökük de olsa bir gönül borcuydu , ödedim... ha, niye şimdi? bilmem, yok bir sebebi....
Ne taş üstünde taş kalmış, ne de bir baş, baş üstünde
Su-yı hüzn geçmiş kuy’undan , birkaç yıkık hisar kalmış Aşka düşüp sevdalılar, yanmışlar Kerem misali Gün gelip ol meselden , bir yok ile var kalmış Aslı tutuşup saçından da , yele vermiş külünü Ol ateşten bugüne, ne kor alev , ne har kalmış Tarumar olmuş bahçeler, ömürlerin çiçeği solmuş Dönmüş devran, geçmiş zaman ; ne yaz ne de bahar kalmış Keder kurşuniye boyarken dağları günbatımlarında Ne cılız bir ot bitmiş ufkunda , ne ihtiyar çınar kalmış Boralar fırtınalar götürmüş rayihasın, güller perişan Dal kırılmış çatı uçmuş , ne sarmaşık ne duvar kalmış Düşmüş gözden ahlak , vurmuş başını yerlere edep Ne anaya hürmet , ne de Bağdat gibi diyar kalmış Muhabbet denen kervan çoktan kaybolmuş gözden Geriye ne bir yolcu, ne yaren, ne yar kalmış Ne hal dilinden anlayan ruhdaş, ne vefalı bir dost Ne derdi yazan ol sultana , bir arzuhal kalmış Nice gönül ehli sen gibi, meyletmiş şairliğe ey gül Kalemleri olmuş pür hun , dilleri hep lal kalmış… gıls |
Tebrikler Kutlarım şiir dostu...