Sana (Rahmetli Kızkarındaşım Nazlan’a) ________________________________________ Boşluğun derin sessizliğinde Yakamozların yansımaları gibi Hayalin canlanıyor beynimde Mum rengi görüngün hiç silinmiyor Ak pak tenin teneşire uzatıldığında Sana kimsenin dokunmasını istemedimdi Sanki yalnız sen ve ben vardık orada Bir de mitolojik Tanrılar Ruh göçü nereye ve niye bilmiyorum Yenilenmeye gerek var mı Hep aynı kalmak olsaydı Ölmemek yitmemek ayrılmamak … Ve ben Özlem olmasaydım Özlemek kavramı da doğmasaydı Gittin hiç istemeden Bebek gibiydin Ölüme kınaladım seni Köylü güzeli gibi süsledik Ölü yıkayıcı iki kadınla beraber Bir üniversite arkadaşın Bir teyze kızın Bir kuzen gelini Ben hariç herkesin gözleri Ağlamaktan kızarmış Sana son temasımda titriyordumdu Ağlamak beni unutmuştu Gözlerim boşluğa dalmış eski günleri arıyordu Şu tarih şu gün okul yıllarımız Çocukluğumuzun acı tatlı ansımaları Hızla geçit töreni yapıyordu Kahrolduğum yıprandığım o an Sana son kez seslendimdi “Bedenen öldün ruhun yaşıyor” Ansızın bir daha arkama bakmadan Helalle seni son kez görmek isteyenlere bıraktım Dışarıda yarınların gizli yağmuru vardı … Ve gelecek günlerin sensizliği “Beni bırakma” demiştindi Yalancıymışım meğer hem de külliyen yalan Firavunlar öldüğünde sevdiklerini de yanına bırakırlarmış ya Mezarına girip yanına uzanamadım Şu an kendi kalabalığım içinde yalnızım Doğrunun yuvarlağında sallanıyorum Ümitlerimi de azat ettim Öfke isyan ve hayaller beni kucaklıyor Bir de bir dolu merak Hala öğrenmeye susamışlığım var Bilgilendikçe sancılanıyorum Geçmiş ayyuka çıktıkça Öfke ve isyanımı tarihe astrolojiye yöneltiyorum Hani neyin ne önemi vardı önemli olan farktı Fark farklıydın farklıyım Astrolojimiz de tarihimiz de Bir bütünün parçasıydık hani Büsbütün paramparça Mitolojide onca Tanrı neden vardı niye yok oldu Bu acımasızlık bu yokluk bu yalnızlık Bir var bir yok Sen rüya mıydın Bu ne biçim bir kabus Bu keşmekeş bu kaos bu mücadele niye “Bana güçlüsün deme” demiştindi Doğru nasıl ki tekse yalan zıddına sonsuz Bildiğim dokunduğum tanıdığım doğruydun Yoksun sonsuza karıştın Hayallerimde kaldın bir de hatıraların Kasette sesin kartlarda resmin Eski yeni bırakıtların şimdilik var Düşümde hasret de giderdik “Hangimiz yalancıyız” diye soruyorum Gerçek ne Gölgemizden ders almalıyız galiba Uyumak istiyorum artık ölümüne Her şeyi çözdüğüm an ölmüş olmak için … Ve yine ve En sevdiklerime kavuşmak için Sen yavaş yaşadın zaman hızlı aktı Hızlı yaşıyorum zaman çok yavaş Boşluğun derin sessizliğinde Gölgemle kaynaşıyorum Annemin sesi kulağıma yansıyor “Gümüş Altın” diye seslenirdi bize Hangimiz söz hangimiz sükuttuk bilemiyorum Annem çok hasta Sen gittiğinden beri yasta “Kendine iyi bak” diyemiyorum Yaşamak oyundan ibaret meğer Rolsel manyaklıklar desiseler ikilemler Ver ha kazanma hırsı Bilseler kaybetmenin gizemindeki zaman uzantılarını Öyle çok boşa kürek çeken var ki Sanki ölmeyecekler Özümün sesini duyurabildiysem sana Ne mutlu bana Kendimi kandırıyorum ama Yakamozlar gibi varoluşumun yansımasındayım hala.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sana (Rahmetli Kızkarındaşım Nazlan'a) şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sana (Rahmetli Kızkarındaşım Nazlan'a) şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yitip giden ama anılarda hep canlı kalan, o çok özel "karındaşınızın", ömür boyu yasa hükümlü anneciğinizin ve sizin, olmasın istemenize karşın, apayrı bir tadı olan "Özlem"in ve nihayet ölümlerin, ayrılıkların, acıların asla tüketemediği, aksine daha çok beslediği, yüceleştirdiği "ölümsüz sevgi"nin önünde saygıyla eğiliyorum...
Ve n'olur, sakın, sakın yaklaştırmayın diyorum kendinize, çağırmayın "Özlemce";
"Uyumak istiyorum artık ölümüne Her şeyi çözdüğüm an ölmüş olmak için … Ve yine ve En sevdiklerime kavuşmak için"
Hiç ayrılmadınız ki, ayrılık yok ki, sevmek ve özlemek var...
Ne güzel söylemiş şair, "seni bunca özlemesem, bu kadar sevemezdim ki...."
Sakın, n'olur! Gitmeyi istemek yok! Gitmek yok!
Elimizden, yanımızdan uçup giden o hayatları anlatmak var, paylaşmak var, yaşatmak var...
Bir gülümsemenizle, bir sözcüğünüzle, anlam katacağınız, aydınlatacağınız nice nice başka hayatlar var...
Gitmek yok, sevmek var... Ölmek yok, yaşatmak var...
Ve ne yazık ki, duygunuzun yüceliğini, bendeki yansımasını, emeğinizin kıymetini ifade edecek sözcük yok... Sağlıcakla kalın...
Bu şiir benim için çok özel çok anlamlı çok fazla ben...Bende kaybettim ablamı bundan dokuz yıl önce ama hiç geçmiyor o yürek burukluğu, her daim bir özlem inceden inceye sızıyor en mutlu anlarıma...Bir gün buluşmak onla tek dileğim... tebrik ederim
Sevgili Afet Hanım, "sanırım sevdiğin , özlediğin kaybettiğin için yandığın bir dostunaydı dizelerin. duygularını yansıtabilmişsin. yüreğine sağlık kutlarım. yalnız sana sormak istediğim bir şey var.
"titriyordumdu " ve bunun gibi bir kaç kelimeye daha rastladım. hiç böyle duymamıştım. özellikle post modern yazan arkadaşlar değişik kelimeler üretmeye ve türetmeye çalışıyorlar, tutunsa da tutunmasa da. Bu da onlardan birisi midir yoksa vardı da ben mi duymadım. açıklamasını yaparsanız bilmeyenler de öğrenmiş olurlar böylece.gerçekten öğrenmek istediğim için soruyorum. allah arkadaşına ve bütün kaybettiklerine rahmet ihsan eylesin." Başlığa dikkat etmiş olsaydınız "Kız Kardeşim" (Kızkarındaşım) olduğunun farkına varırdınız. Dostötesi yani!.. "titriyordumdu" kelimesine gelince, dilimi Eşek Arısı soksun ya da sokmasın (açımdan fark etmez) ama; dilim bu. Çok çok araya tire (-) koymama hatası yapmış olmalıyım. "titriyordum-du" gibi. Post-Modern'lik ya da yeni kelime üretme gibi bir kaygı taşımadım, kendimi bildim bileli. Türkçe yazım kurallarına ve imlaya dikkat eden biri olarak, eleştirmeden önce; ince eleyip-sık dokumaya bakmalıyız kendimizi, değil mi? Yorum mesajınızda, sanırım acele ettiğinizden olsa gerek ki; büyük harf-küçük harf, noktadan sonra boşluk bırakmak, özel ismin ( Allah) büyük harfle başlaması, yorum yaparken okunanın tam olarak anlaşılması gibi... Karındaş= Aynı karından olan, kardeş. Yeterince yardımcı olabilebildiğime inanıyorum. Olabilebilmeyi soracağınızı zan etmiyorum. Bilebilirsiniz çünkü, artık. Saygılarımla, efendim.
Arkadaşım, dediklerini anladım. Evet benim de hatalarım var. Hatasız da kimse olmaz. Özellikle de biz gibi yeni başlayanların. Ben gerçekten anlayamamıştım. Eleştirmek için değildi yazdığım. Yöresel bir söyleyiş olabilirdi, yanlış yazılmış olabilirdi veya dediğim gibi hiç duymasam da yeni türetilmiş bir kelime de olablirdi. Masumca sorduğum bir sorudan alınmanıza üzüldüm. Gerçekten hata olduğunu düşünmüş olsaydım emin olun özelinize yazar ve uyarırdım. Bir çok arkadaşa yaptığım gibi. Yazarken acele ettiğim doğrudur. Yazım hatalarına genelde şiirlerimde yer vermemeye çalışsam da yorumlarda o kadar da dikkat edemiyoruz. Çarşıdaydım ve sadece serinlemek için girdiğim yerde yazdım bir iki şey. Doğrudur büyük hatadır edebiyat adına yaptığım yanlışlardan ve sizi istemeden de olsa üzdüğüm için özür dilerim.
afet kırat tarafından 8/28/2007 1:35:07 PM zamanında düzenlenmiştir.
sanırım sevdiğin , özlediğin kaybettiğin için yandığın bir dostunaydı dizelerin. duygularını yansıtabilmişsin. yüreğine sağlık kutlarım. yalnız sana sormak istediğim bir şey var.
"titriyordumdu " ve bunun gibi bir kaç kelimeye daha rastladım. hiç böyle duymamıştım. özellikle post modern yazan arkadaşlar değişik kelimeler üretmeye ve türetmeye çalışıyorlar, tutunsa da tutunmasa da. Bu da onlardan birisi midir yoksa vardı da ben mi duymadım. açıklamasını yaparsanız bilmeyenler de öğrenmiş olurlar böylece.gerçekten öğrenmek istediğim için soruyorum. allah arkadaşına ve bütün kaybettiklerine rahmet ihsan eylesin.
Anlıyorum, diyebiliyorum sadece, anlıyorum, derinden, yürekten...
Yitip giden ama anılarda hep canlı kalan, o çok özel "karındaşınızın", ömür boyu yasa hükümlü anneciğinizin ve sizin, olmasın istemenize karşın, apayrı bir tadı olan "Özlem"in ve nihayet ölümlerin, ayrılıkların, acıların asla tüketemediği, aksine daha çok beslediği, yüceleştirdiği "ölümsüz sevgi"nin önünde saygıyla eğiliyorum...
Ve n'olur, sakın, sakın yaklaştırmayın diyorum kendinize, çağırmayın "Özlemce";
"Uyumak istiyorum artık ölümüne
Her şeyi çözdüğüm an ölmüş olmak için
… Ve yine ve
En sevdiklerime kavuşmak için"
Hiç ayrılmadınız ki, ayrılık yok ki, sevmek ve özlemek var...
Ne güzel söylemiş şair, "seni bunca özlemesem, bu kadar sevemezdim ki...."
Sakın, n'olur! Gitmeyi istemek yok! Gitmek yok!
Elimizden, yanımızdan uçup giden o hayatları anlatmak var, paylaşmak var, yaşatmak var...
Bir gülümsemenizle, bir sözcüğünüzle, anlam katacağınız, aydınlatacağınız nice nice başka hayatlar var...
Gitmek yok, sevmek var...
Ölmek yok, yaşatmak var...
Ve ne yazık ki, duygunuzun yüceliğini, bendeki yansımasını, emeğinizin kıymetini ifade edecek sözcük yok... Sağlıcakla kalın...