NAATI KUDSİ EY NEBİ
Ey nebi,
Sen yürürken dağlar titrerdi Bulutlar üzerinden hiç eksilmezdi Yağmur senin eserindi Çöldeki güller seninle yeşerdi Ey Resul,hüzzam çiçeklerinin yağmurusun Ruhunla Fethettiğin diyarlardan geliyorsun Buram buram terleyen şarkılar seni konuşsun Ölümsüz sevdaların,mutlu sonusun,sembolüsün Hasretin vuslata döner mi bilemem Ağlasam gözyaşları mı silemem Kalbimde filizlenen aşkını söndüremem Ey nebi,seni rüyamda görmek yetmez bana Gönül çölümde açan bir gülsün Bana da şefaat eyle,yüzüm gülsün Ben sevdaların yenik süvarisi Senin yolunda kılıcım demirde dövülsün Islak bakışında,yağmura gebedir gözlerin İmanı çağırır gönlüme sözlerin Allah için yanar sönmez közlerin Ey nebi,kuşlar kanadında taşır seni Image Güller yaprağında kokunu saklar. Sana aşıkların yanaklarında Gözyaşları ırmak gibi vadi yapar Sana kavuşmayı özlemek özlem topraklarında Cömert dünyanın bencil insanlarıyız Merhamet denizini kurutanlarız Senin rahmetinden çok uzağız Ey Nebi! Bizi affet senin duana muhtacız Ey Nebi,bulutlar ağlardı sen ağladığında Aynı secdeye baş koyduğun Hatice’nin mezarında Ama davan öyle büyüktü senin Bu acı neydi ki karda ateş kalırdı Baktığın aynada hayalin olmak En çok neyi isterdim,bilir misin? Peygamber Mescidi yapılırken,taşıdığın taş olmak Güneş olup seni terletmekten korkmak Sen gitmedin ey sevgili Elim gitti,ayağım gitti Bedenime can veren yüreğim gitti Sensiz öksüz,yetimim şimdi. Ey mübarek kutlu beldenin efendisi Soldu bahçemizde güllerin al rengi Dikenler kanatır oldu sözlerini unutalı İmanımız buz kalıbı,kin sevgiyi esir aldı Nefis denen azgın at,bize hakim oldu Hırs,ihtiras bütün benliğimizi yuttu Kur’an’ın sureti,siretinin yollarını tuttu Ey Resul,kalbimiz seni anmayınca pas tuttu 18.6.05 Çöl gecelerinde Ashabının okuduğu Kur’an’la Mest olurdu onu dinleyen nice melekler Yürürken bile ağlardı Allah korkusuyla Müşriklerin korktuğu korkusuz Ömer Bütün cehennemi içine alacak kadar Genişti Ebu Bekir Sıddık’ın yüreği Çünkü kalbini böyle güçlü yapan kor Sana duyduğu aşkın meyvesiydi Ya Resulullah O’nu andıkça kılıcının pası silinirdi Ali’nin Zülfikar kılıcı, kınından Allah için çıkardı Hayber Kalesinin kapısını elleriyle kırmıştı. Sen Müşriklerin önünden görünmeden geçerken Senin yatağında senin yerine yatıyordu Yürekliydi Ali Allah’ın arslanıydı Sana biat eden yaşı en küçük yiğitti Ey Nebi,sana inanmak bile bir başkaydı Osman gibi servetimi senin yolunda Senin davan için harcamak vardı Değil bir kere ,bin kere ölmek bile az gelirdi Hamza kadar olmasa da Senin yanında savaşmak vardı Ya Resulullah Ey nebi;ne zaman o gül şehrine gelsem Bastığım her yer gül kokar Gönül ayrılmak istemez senden Ömrümde bir kez yollarında ölsem Bismillah demen kafiydi silerdi kılıçların pasını Ashabın yarışırdı vermek için senin yolunda canını Namazdayken bile omzunda taşırdın Hüseyin’le Hasanı Ey nebi,sen bülbülün gülü,sen sevdaların gönülüsün Ey nebi sesini duyur bize Sesini duyur hasretinle inleyen gönüllere Bir bengisu ol kurak kalbimize Çöle dönüşmeden ruhumuz Sevginle yeşersin umudumuz Ey nebi,sen Medine’ye hicret etmiştin Ben sana senin yoluna hicret ediyorum Gül sözlü,gül yüzlü efendim,peygamberim Varlığınla ruhuma nur salan güneşim Şehitlerin arzusu gibi senin için bin kere öleyim Senin hürmetine kabul edilir dualar Seni anan kasideler gönüllere huzur sunar Güllerin en güzeli senin ismindir ya Muhammed Şefaatinle affedilir günaha batmış insanlar Ey Nebi,seni bekleyen kuşlar özleminle dile gelir Bülbüller susar,güller kırmızı rengiyle konuşur Çölde dara düşen ceylan seni duyunca kurtulur Boynu bükük güvercin senin zafer muştunla sevinir Nur yüzünde,güneş kalbinde aydınlık sende Hira mağarasında tefekküre dalıp gittiğinde Uyanırsın aniden Hakkın ‘’oku’’ emriyle, Cebrail’in kanatlarında okumayı bilmesen de Ve sonra bir okuyuşta Kur’an’ı ezberlediğinde Güvercinden bekçi olsam mağaranda Seni saklasam ben yüreğimde İzini örümcek,yüzünü güvercin gizler Sana bir şey olsa Ayşe’nin kalbi sızlar Vuslatınla açılır,kör karanlığa alışkın gözler Ey Nebi,denizler ikiye yarılır senin doğuşunla Gül baharı,bahar Nisanı bekler İsa Peygamber senin geleceğini müjdeler Saklanır hakikat yalanın toprağını deler gerçekler Ya Muhammed!Gülüşün bir mehtaba benzer. Hüznün lirik ritmine seyyah olan sevdam Karanfilin koynunda ayak bastığın kumlara kilim olsam Çiçekler balını dikenlerin gölgesinde saklar Sözler deryasında inci olan sözlerinle çağlasam İkliminde gönüllere ferah veren kelimelerin Hiddet içinde sana gelenler sakinleşip durulur Mümin olup ashabın olurlar saf değiştirir düşmanların Yolunda ölenler çoğalır kızlar gömülmekten kurtulur Yıldızlar ağlıyormuş,duydun mu ya Resulullah Gözyaşları sel olmuş,zambaklar kurumuş ya Resulullah Sen Rabbine kavuşurken ayrılık gam verir seni sevene Sana kavuşunca şehitler cennette senin köşkünde Şefaatini esirgeme bizde sana kavuşalım Ya Resulullah! Bitiş:21.8.2005 17:50 Hüseyin Özbay |
Saygı ve dua ile...
Yüreğine sağlık,sevgiyle kal...