ZÜLEYHAzüleyha gözlerinde çocuklar ağlıyor züleyha saçlarından kum damlıyor toprağa ve zifiri fırtınalar sürüyorsun pervasız kirpiğinin sehpalarına… sobelendik züleyha, artık konuşma… saklanıyorduk güya ve masumduk… koynunda yakalandık yalana… biz ne zaman kirlendik züleyha? her gece, yağmur kaçkını bulutlar iner şehirlere kırlangıç mevsimleri tutuşur ellerimizde ve demir dökmeli pencere önlerinden yusuf’lar geçer gider de, gülüşler çalkalanır inim inim yanağından bir taş kayar gizlice... züleyha! kapılarını kapat, bilmediğimiz bir gecede. baharlar dolsun evlerimize sen bilmezsin küller, güllere gebe… var git züleyha, var git artık uzanıp durma gömleğimize… ötelerden süt kokuları var ağızlarında, bebeleri vurma yere ve düşürüp durma gülüşleri en bilinmedik çöllere… yakup’lar ağlıyor züleyha, ve suların gölgesi iniyor düşlerimize duyuyor musun? ne zaman kirlendik züleyha? ne zaman atıldık gayyanın diplerine, oysa, güvercin besleyecektik ellerimizle ve erguvan mevsimi bilirdik ortalığı bürüyen rengi de… heyhat… gözlerinde çocuklar ağlıyor züleyha saçlarından kum damlıyor toprağa sobelendik ve koynunda yakalandık yalana… git züleyha! gözükme… nurcan yalçin |