3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2138
Okunma

züleyha
gözlerinde çocuklar ağlıyor züleyha
saçlarından kum damlıyor toprağa
ve zifiri fırtınalar sürüyorsun pervasız
kirpiğinin sehpalarına…
sobelendik züleyha,
artık konuşma…
saklanıyorduk güya
ve
masumduk…
koynunda yakalandık yalana…
biz ne zaman
kirlendik
züleyha?
her gece,
yağmur kaçkını bulutlar iner şehirlere
kırlangıç mevsimleri tutuşur ellerimizde
ve
demir dökmeli pencere önlerinden
yusuf’lar geçer gider de,
gülüşler çalkalanır inim inim
yanağından bir taş kayar gizlice...
züleyha!
kapılarını kapat, bilmediğimiz bir gecede.
baharlar dolsun evlerimize
sen bilmezsin
küller, güllere gebe…
var git züleyha, var git artık
uzanıp durma gömleğimize…
ötelerden süt kokuları var ağızlarında,
bebeleri vurma yere
ve
düşürüp durma gülüşleri
en bilinmedik çöllere…
yakup’lar ağlıyor züleyha,
ve
suların gölgesi iniyor
düşlerimize
duyuyor musun?
ne zaman kirlendik züleyha?
ne zaman atıldık
gayyanın diplerine,
oysa,
güvercin besleyecektik ellerimizle
ve
erguvan mevsimi bilirdik
ortalığı bürüyen
rengi de…
heyhat…
gözlerinde çocuklar ağlıyor züleyha
saçlarından kum damlıyor toprağa
sobelendik ve
koynunda yakalandık yalana…
git
züleyha! gözükme…
nurcan yalçin