Aşk Üşümüş Söz DudaktaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Sevmek, kendi tırnağını batırmak aşkın tenine. Bir kimlik gibi taşınmalı o sol yerimizde. Yanılgılarla can verdiğimiz düş hapishanesidir ömür. Bunun için kendi olmazlığımıza çare ararız gecelerde. Buruşturup anların hiç yaşanmamış yapraklarını bir şimal rüzgârına tutuklatırız hüzünlü yüreğimizi…
Zincirli bir delirmişliktir aşk, bağlanmaz ipe Kendi satırından arınarak karışır denizlere İç/sel çekiminde hışımlı bir rüzgâr ıslığıdır İhtimali unutuluşa çıkan yaşanmışlık balası Kirli bir düşün çelimsiz ve korkak adımıdır Yolup hüzünlerin kirli saçlarını gecelerde Unutup yıldız ışıltılı gecelerde içlenmeyi Sonsuzluk bildirileriyle karışmaktır sulara Dökülmek korkulu bir gelecek gibi yaşama Sızmak renklerin en iç mahzenine sevdayla Can kırığı ayrılıkların unutkan usundayım Islanmış bakışlarımda kanıyor hicranlı gök Her çizgi kendi sessizliğinin yankısına aşina Kanatlarımda soyunuyor yine arsız şafaklar Yankım yüreğime çarparak bana dönüyor Her soru kendine anlamsız bir yanıt bu sahnede Anlamsız suskuların bıçağıyla dokunma ruhuma Kanıyor martıların kanadı çık gel yar koylarıma Fısıltılı bir geçmişi bıraktım senin için ardımda Hangi rolü istersen oyna, aşk üşümüş söz dudakta Örsele bakışlarınla istersen, gel korsansız sularıma Selahattin Yetgin |