ÇİLE
Gülmez mi narin yüzün padişah salsa ferman?
Eğer gülmeyeceksen de ’gül’ adın nedendir? Ne bahçe gözündedir, ne dağ , ova ne orman. De gülüm vecde karşı bu inadın nedendir? Bülbül müdür gönlünü kederle tanıştıran? Aşk uğruna eğilmek yalnız sana has mıdır? Rüzgâr mıdır boynunu göğsüne yanaştıran? Yoksa bu melûl halin babandan miras mıdır? Suskunluğu müebbet sürgüne sur mu sandın? İtirafı ihanet, sabrı kusur mu sandın? Küçülür alem, derdin büyüdükçe içinde, Yatağına sığmayan nehir gibi taşarsın. Dirilirken tabiat dört mevsimin üçünde. Sen her mevsim ölümün kucağında yaşarsın. Dostunu el görürsün, gurbet kesilir sıla Alev alev yanarsın tutuşur değdiğin yer Sonsuzluk seferinde ömür denen fasıla Tükenir anlamazsın direnemezsen eğer Hüznün güzel olsa da, bil kederin şık değil Bağladığın gözünle gördüğün ışık değil...! Bak üç günlük hayatın bu dertle bire indi Titrer oldu toprağın, yaprak garip, dal garip Hangi aşık aşkına kavuşup ta sevindi Bilmez misin her seven aynı sona müzdarip Azalır ganimetin iflas edersin erden Yürek vuslat uğruna cürmü ederken maşa Silkinip kendine gel, kaldır yüzünü yerden Düşmanın çöküşünle eylemeden temaşa.... Teselli sandalından inersen bile bile Diner mi ızdırabın, tükenir mi bu çile...! |
Sonra bulur bir damla, duramaz hem içmeden...H.
Şiirlerin de etkisi böyle oluyor bazen sevgili gölge
İçtik ve kandık...