çayırbaşı'nı kustum..
rakı’yı bıraktım
ve şarabı hiç sevmedim bira’ydı arkadaşım ve tuzsuz yemiş’lerim seni keş masama gömdüğümden beri çayırbaşı’na hiç gitmedim aliyev heykelinin ayak kısmında ayak yapış’larını düşledim ben sen’den hiç gitmedim çayırbaşı aşk’sız kaldı ama ben seni her aşk durağında mukavva’dan bir insan bozması gibi bekledim ve sen ey benim fahişeler fahişe’si sevdiğim hangi kalpte iğfal ediliyor gülüşlerin ve hangi şiirlerde kirleniyor iffet’in sen bana Tanrının ödettiği bir bedel’sin ben seni ödemem artık af edersin ......... |