Şimal-i Hicranda Vurulur Aşkhadi ver katran saçlarını rüzgâra sana bahçedir göğsümdeki bereketli toprak bir fide yükselirken türbe yeşilinde gövdesinden sarkan iki zeytin tanesinde gözlerin hükümsüz büyür hadi sür bahçemi salkım saçak birazcık saçların koksun yapraklarım filizimde az da dudak kanıma ekmek doğrayarak sindiriyorsun bana yeminli duyguları ve mabedinde gizlice taşladığın serçe yüreğimden gözbebebeklerime yürüttüğün ateşlerle beni eksik bırakıyorsun topladığın tüm mavileride tutuşturarak erdemli bir intikamın acı şerbetinde fokur fokur kaynıyorsun buselik sedaların ezgisine hem yaban hem de yavandır şimal ki elinde yanan çaputta berfin değil cidarımda bir kış gülü gibi titriyorum kim bilir belki de bu yüzden senden bu kadar korkuyorum öyle bir militan ruhla beni güncelerinde yarı canlı bırakıyorsun ki dilime iliştirdiğin bir kaç sığ sözcükle annemin adıma sürdüğü anlam gibi duruyorsun yüreğinde göveren bir menekşenin gölgesine saklandım mecburen ve yine benim avurtlarından gamzelerine sarkan başak bir silahın tetik ucunda sallanıyor çaresizliğim zaten dokun istersen gör nasıl şimal-i hicranda vurulur aşk Faruk CİVELEK |