D o ğ u m L e k e s iŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 2010 kırıntılarından ....
Eski bir defterin yırtık satırlarıydı Valizsiz yolculuğun adımlarını atmama sebep Çıktım... Bilmediğim bir mezhebin sınırsız sınırlarına Bukle bukle saçlarımı emanet ettiğim yağmur tek yoldaşımdı Yalnızlık ise tenime değemiyecek kadar korkak Ben umuda dokunabilecek kadar yakınken Sen uzağıma düşecek kadar âcizdin işte Neyse; Tılsımı saklı duygular baş kaldırır, karanlığın yıldız düşmemiş tavanında Geceler siyahın matemine soyunur Zamanlı zamansız düşer kuyruklu sözlerin çizgisi yüzüme Sonra da geçer İzi kalsa bile Ay sus kalır Bulutlar rotasız Kim vurduya gider rüzgarın nefesi Güneş ise sarı bakışlarını gizler Tepeden inme hayal kırıklıkları mesken kılar şehrin gün ışığını Geri çekilir kendisi Tıpkı sen gibi Uçsuz bir bakış adımlarımı hızlandırır Gördüğüm sahne geçmişte bir anıdır Sözlerim zehirler beni içimde Kan kokulu gülüşler birikir gamzenin çevresinde İnadım öfkemi giydirir usulca bedenime Şimde sen bensiz Ben sensiz ortalık yerde Çözün iplerini intihar zamanım geldi Kirpiklerimde ıslanmış bütün yaşları asın Miadları çoktan geçti " Doğum lekesini onsuzluğu da silmeyi de unutmayın tenimde" 01/04/2010 12;00 eMİNE |
Kirpiklerimde ıslanmış bütün yaşları asın
Miadları çoktan geçti
Bu mısraları çok beğendim konuşmak yada bu şiire çalakalem sözler düşürmek istemiyorum
elinize sağlık