eyican aaaa’’ yaşamak benim için -sen- diye bir şeydir ölümse bana sen yoksun diyedir.’’ sadri alışık..... senden öncede yaşadım canım kuru bir yaprak gibi boşluğunda savrularak hayatın içliğime seyreden bir nehrin yüzünde ince bir dal parçasıydım birazda ve umarsızdım akıntıya kendini bırakırcasına umarsız.... ne dünümü bilirdim ne yarınımı bugünü,bugünün deminde yaşardım.. ayırmıştım en orta yerinden kendimi insanların ve iki yakası biraraya gelmeyen köprübaşlarıydım bir yakası giden (ben) bir yakası anlaşılmayı bekleyen.. başkalarının yüzleri ile yaşayan insanların kendilerini saklayan yanlızlıklarını paylaştım ama bakışlarından da kaçtım o insanların çünkü kimse bu yalana ağlamıyordu ben ağladım. içimde uzaklaştıkça büyüyen bu insan kalabalığı içinde kimse yanlızlığım kadar çoğalamadı ve hiç bir insan kalabalığı beni yanlızlığım kadar anlamadı... senden öncede yaşadım canım fi tarihinde sönmüş bir ateşin külü gibi ne yandığımı bilen biri ne söndüğümü gören biri olmadı yaşadım senden önce geleneklerine filistin askısıyla bağlı bir hayatı kelebek kanatlarım olmadı hiç kozasına mahkum bir ipek böceğiydim şimdi geriye dönüp baktığımda kendimle ilgili hiç bir şey göremiyorum bir hayaldi belki yaşamım belki de ben bir başkasını yaşadım. tarih için isadan öncesi ve sonrası benim için senden öncesi ve senden sonrası var belki bu yüzden bu kadar tanıdıksın bana belki bu yüzden aşina yüzün tarih kadar eski yüzüme...... eyican a yüreğimin en ince sızısı na |