Beşir Emmi'nin Oğlağı
Bir oğlağı vardı, Beşir Emmi’nin.
Siz deyin beş okka ben deyim on. Hep kayalıklarda gezerdi. Hacımirzalı köyünden iki hemşeri. İnat mı inat idiler. İddiacı mı iddiacı. Uzaktan gördüler, Kaya üstünde bir karartı. Birbirlerine sordular. “Acep ne ola şu uzakta görünen.” Başladılar tahmin yürütmeye. Biri dedi o olsa olsa bir kartaldır. Öbürü; "Amma yaptın ha!" Onun hiç kartala benzer yanı mı var. O gördüğün var ya hemşerim. Anam avurduma vursun. Beşir Emmi’nin oğlağı. Nah şuraya yazıyorum. Atma Hacımirzalım atma . Ne oğlağı? Oğlağı kim kaybetti de Beşir Emmin bulacak! Aha o görünen, Kartaldan başka bir nesne değil. Böyle atışa atışa, Yaklaştılar kayaya. Gelenlerden ürken kartal , Birden havalandı. Kartal havalanınca, Coştu Hacımirzalı’nın arkadaşı. Aha da gördün. Hani Beşir Emmi’nin oğlağıydı. Hiç oğlak uçar mı akıllım. Direndi hacımirzalım. Olanca inadıyla. Ülen! Uçsa da Beşir emmi’nin oğlağı Uçmasa da Bize düşense kıssadan hisse burada. Ankara,19.08.2007 İbrahim Kilik |