Bizi vuran...iki yakası bir araya gelemeyen şehrimin bedenimize hapsolmuş erguvan ruhundan tüm gerçekliği ile bakmaya çalışırken hayata bizi vuran anlamsız sözcüklerin sivriltiğimiz uçları idi ve heple hiçin kerpiç duvarlı minik bahçe/sine sığ/mayan aşk suçlusu sela vakti çelenkten sarkan kırmızı karanfile boynu bükük yalvaran gözlerimizdi toprağın doyduğu _göremediğim bir kırlangıç çığlığıyla düştü gönlüme veda türkün_ oysa cebimizde renkli kum taneleri vardı daha siyah beyaz ve üç ana rengin yanında binlerce ara tonlu saya/bildiğimiz ebruli harf isyanıyla şiir duvarları örecektik polisten kaçan arka sokak saraylarında oysa İstanbul hatırası sözümüz vardı daha siyah beyaz balık kokan nefesimizle peynir derken çekinen eksilen dişlerimizle gülümseyecektik sararırken çerçevede oysa sorgu önlüğümüzü asacaktık kapımıza daha siyah beyaz iğne batmış parmağımızdan ipek mendile işlerken ilk hislerimizi Üsküdar meydanından porselen demlikle süzülecektik tarih listemize neden ve niçinlerimizle... ... bizi vuran anlamsız sözcüklerin sivrilttiğimiz uçları idi... nefessiz kalacak vapur bacaları gibi yoksa son otobüsü kaçırma ihtimalinin yokluğu değil... hoş git sevdiğim... 22/8/7 |
"oysa İstanbul hatırası sözümüz vardı daha
siyah beyaz
balık kokan nefesimizle peynir derken çekinen
eksilen dişlerimizle gülümseyecektik
sararırken çerçevede
oysa sorgu önlüğümüzü asacaktık kapımıza daha
siyah beyaz
iğne batmış parmağımızdan
ipek mendile işlerken
ilk hislerimizi Üsküdar meydanından
porselen demlikle süzülecektik tarih listemize
neden ve niçinlerimizle..."
...
..BENİ EN ÇOK ÇARPAN YERLERDİ...
KUTLUYORUM DEVASA KALEMİNİZİ VE YÜREĞİNİZİ ...
SAYGILAR...