YIKIP DA GİTTİNTurnayla haber yolla, yoldan ayrılmaz gözüm Seninle alâkalı her hecem ve her sözüm Nevbaharım yitiktir, bir türlü bitmez güzüm Hazan yapraklarını zevkle döküp de gittin Vuslata erer miyim dinmek bilmez acıyla Yeis sönüverecek vefanın ilâcıyla Menzile ulaşmak zor yürekteki sancıyla Suçum, günahım neydi, benden bıkıp da gittin Gönül ferman dinlemez, kaç kez söyledim sana Umursamaz hâllerin hüsran yüklüyor cana Nasıl da kahrolurum aşkınla yana yana Hicrân alevleriyle, teni yakıp da gittin Peşinde koşturmaktan inan büküldü belim Kimsecikler tanımaz, fani dünyada elim Mâzide şakır idim, lâl oldu gayrı dilim Derbederlik başladı, boynu büküp de gittin Tabip der ki Havva’ya derdini bilemedim Oysa derman yârimde, yârimi bulamadım Ömrüm geldi geçiyor, huzurla dolamadım Sur misâli sağlamdım, kökten yıkıp da gittin Havvanur YAVUZ YAŞ: ON DÖRT |