tuzgölü
TUZGÖLÜ
Ankara’dan Çanakkale’ye giden bilmem kaç nolu otobüste, numarasını hatırlamadığım koltukta pencere kenarında yolculuk yaparken cama yansıyan insan siluetlerinin ardında akan siyah gecede yüzünü hayal ettim. kara iri gözlerin bana bakıyordu kirpiklerin yayından fırlarken hedefini şaşmış ok gibi bir bir yüreğime saplanırken canımı acıtıyordun ... hatırlamaya çalıştığım yüz hatlarını unutmalıymışım meğer zihnimde karmakarışık düşünceler... canım acıyor, düşünceler öğle saatinde görünmeyen gölgeler gibi, peşimi bırakmıyor. Kitabımı acıyor, rastgele bir sayfadan okumaya başlıyorum kelimelerin arasına giriyor hayalin İnatçıyım bilirsin ... Hep şikayet ederdin, sevmezdin inadımı... :) İNADINA, devam ediyorum okumaya, ama senin olduğun bu sayfayı değil istemiyorum, yeni bir sayfa seçiyor devam ediyorum. Yine mi sen ! diyorum. Bu sefer cümleler seni anlatıyor... anlıyorum ... inatlaşıyoruz. kapatıyorum kitabı.. gözbebeğimde taşmaya hazır tuzlu sular... Derin bir iç çekiyorum, ........ ağ_la_mı_yo_rum, .............sanki ağlarsam yok olacaksın... korkuyorum ! Biliyorum ; Reel yaşamımda yoksun... çook oldu sen gideli... Bir tek düşüncemde hayalin VAR... O da gider nasılsa.. bekliyorum... Ve haberin olsun İNAD_IMDAN vazgeçiyorum. Sende hep küçük kalan seni, Bende büyüttüğüm seni, sana gönderiyorum, iyi bak O’na. Öğrendim insan sevse de sevilmediği yürekte yapamıyormuş..... kalamıyormuş.... duramıyormuş..... sığamıyormuş..... Yelkovanla akrep bir olmuş, zamanı eritmiş... Yolculuğum bitmiş... İniş vakti: seni bulduğum şehre, seni unutmaya gelmişim meğer... Kirpiklerin bir SON kez yüreğime saplanırken, ..elimde çek çekli valizim, arkamda görünmeyen gölgeler, ..gidiyorum . ’Gerçek gözyaşının timsah gözyaşından farkı tuzlu olması’ demişti biri.......... ....... Derin bir iç çekiyorum .. AĞLIYORUM.......... Dudağımı üşüten gözyaşını yutuyorum: TUZLU....... YÜREĞİM ; tuz gölü. 14 Şubat 2009 |
Bir şiir okudum kutlarım
Ruh
Gözlerimden akan,
Yaş değil,
Ruhumun tuzudur.
_________________
__Acımın en derin yerinde
Köhne bir meyhanede
Sevgiyi, aşkı ve kavuşamamayı
Üç satır on beş heceye sığdırıp
Özgürlük isteyen
Asi duygularımı, peçeteye yazdığım
Mini etek gibi görünsende
Yüreğimden dökülen
İlk göz ağrım
İlk çocuğumsun__
Kul düşünce__03.08.1986__