al beni koynuna şehr-i İstanbul"umİstanbul koca bir şehir yalınayak kalmış suretlerin aynası vapur sesiyle uyanan yarı uykulu ıssız kaldırım gözümün alabildiği her iki yakanın başında sana giyinen topluluk vapur seni bana getirmekte usulca otobüs yüreğini bana taşımakta dikkatlice ne vakit Marmara"nın sularında alsam soluğu yâr"lara yâr eden yüreğime tuz basmaktasın kalabalık ayak izleri şehr-i İstanbul"da sesler birbirine yamalanmış dügâhlar karma nisan yağmuru gözlerin İstanbul özlem kristallerin toprağın her zerresinde o endamlı vuruşunda maviliğe gökyüzü çiziyorum ayak izlerinde aşk"ın ayak izlerini arıyorum yüreğime 32 harfi ilmeklediğim istanbul"um Boğaz"ın ışıklarında vaftizledim senli cümleleri mavi halıdaki gümüş pulları sarılıp Ay"ın ondördünü sana ne kadar şahika bir başka senin bir parçanda Marmara"yı sevmek okşamak. yüreğimi serpiştirtiren maviyi sensin Moda koyunda ayaklarımı salıp Marmara"nın mavi sularında ıslatan şehrim seni kıskanan Şems de kurulanmak kayıp bir kalem beyaz duvaklı kağıt lugatı hep sen Emirgan lalerinden alınmış kokun sen’li yaşam ne kadar mukaddes ey istanbul! ne Sina dağını ne Lût gölü ben seni istiyorum şehr-i İstanbul"um gecenin yeli söndürmeye çalıştıkça mumu korlaşan yüreğim özlemle dağlanıyor sol yanım sinsice karıncalaşan parmak uçlarım. senli cümleleri döktükçe karanlığın girdabında bir darağıcı gözüküyor seni sevmek ölmekle mükafatlanıyorsa İstanbul bırak beni senin koynunda vereyim son nefesimi zamanın kısır döngüsüne inat yüreğim seni çok sevdi gümüş pullara sarmalanmış Florya"nın beyaz duvağı buram buram içime çekerken seni aşk"a adak bir kurban olayım Esmâ ilindeki ölüme hazırlanan İsmail"lim aşkı kutsanmış bir âşık"ım ben sana Ey istanbul ne Mecnun"un Leylasi ne Kerem"in Aslısı adları silinmiş tarih sayfalarındaki onca âşıkların baş kahramanı sen olan şehrim tek yürek olan bir sevdasın bana sen ben. sen ve ben Ey İstanbul bak yine maviliğe büründün zargoşluk yaparım yanında vuslata çaldım yüzünü kalemimi ellerinde darağacı diye salladığında ben yüreğimin sol yanını sana verdim sustum sana Ey İstanbul Azrail süt beyaz kanatları sarmadan deliverenlerinle sar beni bırak çizilsin çorak coğrafyam batsın dikenlerin bana seslenmem aşkından kör olmuşum çoktan İstanbul sar beni al beni koynuna şehr-i İstanbul"um gordion 21/04/2011 |
:) Sevgiler Sayın Yazarım.