düşmeden yüreğine düşüren can sızımsen aklıma düşdükçe İstanbu"a gelen bir leyleğe özeniyorum.. açıyorum kanatımı akıyorum maviliğine senli cümleler dökülüyor beyaz duvaklı kağıda İstanbul"un kirpiklerinde bir kız çocuğu üşüyor git gide uzayan özlem yanığı mavi düşler sana gelen her kuşa bir saç telimi bırakıyorum büyüyorum vuslata geç kalan zamana inat kalemimi darağcına asıyorum sen aklıma düştükçe faili meçhul cinayetlerin sanığıyım zamanın kısır döngüsü kirletiyor küçük kızı yüreğinle temize çek sorgusuz sualsiz kabul et beni cancağızım düşüyorum. boşa atılan kuru karanfiller gibi ruhum düşmeden yüreğine düşüren can sızım bakışlarında avut maviliğinle büyüt çocuğu sen aklıma düştükçe sana giden yolları büküyorum kendimi bir heybeye sığdırıyorum yüreğimi/yüreğini dolduruyorum benliğimi hiçliğimi küçük bir bedene sığrıdırılmış koca bir yürek Emirganda rengarenk balonla bekleyen küçük kız göklüğün maviliğini serpiştir akşamın kırmızılığını bendeniz aciz bir kâlemkâr’dim senden önce. kırmızılığını kaybetmiş unutulmuş kız çocuğu kuyularda bir karanlık tarih sayfalarında silinmiş ayak izleri sen geldin Azrailden önce suratıma kapatılmış vuslat kapıların aydınlığına bıraktın cemalini solmaya ramak kalmış damarlarıma “ can “ buğday coğrafyadaki çorak tapraklarıma “ su “ oldun cancağızım Kenan ilinde Yusuf"u kaybetten “ Yunus “ oldum sustum sustukça bir sevda gebe kaldı sen aklıma düştükçe yetim alfabem sözcük cümbüşlüğüne gelir “ Seni Seviyorum can sızım” şimdi beyaz duvaklı kağıta ağıtlar döken kalemim bu sevdanın koynunda uzun bir yol oluyor harflerim senli cümlelerimde Marmara da demliyorum yüreğimi kucağımda Leyla’nın büyüme heyecanı, maviliğine büyüyorum cancağızım Hafız Şirazî oluyorum sonra.. sevgimi en güzel o anlatır Ellerimiz bellerimize kavuşup, Rengini kaybetmiş gökkuşağına vuslatı boyuyoruz Balonların delice bırakıan küçük kız çocuğu 32 harfi beyaz duvaklı kağıda yansatan Şems"im sen sustukça ben sana susuyorum cancağızım dudaklarımı kurutmadan kirpiklerim sümbül kokulu bulutlarından sağılmış özlem kristalleriyle bir damla “ vuslat “ ikram eden sevgili.. An siyeh çerdeki şîrînî-i â’lem bâ ôst Çesin i mey-gun leb-î handan dil-İ hurrem bâ ôst diyen ben kul özlem tuzları dönen hallerimi saklarken yüreğimde ism-î nâzımına ithaf edilen her harf düştükçe kalemime maviliğinde büyüyorum sana Azrail’in sütbayez kanatları sarmadıkça ruhumu sana yürüyorum cancağızım susadıkça Marmara’nın tuzlu dudağında dudağım gece karası gözlerinden geçiyorum hicranı . kana kana içiyorum maviliğini gordion 19/04/2011 Not: An siyeh çerdeki şîrînî-i â’lem bâ ôst Çesin i mey-gun leb-î handan dil-İ hurrem bâ ôst Günümüz türkçesi ile O esmer güzeli dünyanın bütün şirinliğinine şarap renginde güzel gözlere,gülümseyen dudaklara neşeli bir gönüle mâliktir. |