Sesine çığlık düşer
Kundağında ağlayan yetim acılar
Tetiklerken hüznümü Bukalemun çığlıklarıyla yıkılır gökdelenler Soylu bir tükeniş avuçlarımdaki deprem İntihar bakışlı dilber gözlerindeki rem Kanadı kırık nağmelerde açar güller Vurgun kelebekler vadilere konar İçerimde soluklanan rüzgar Dik yamaçlarında bir yudum gurbet Bir damla hasrete kuçak açar Damarımdaki paslanmaz esaret Kim vurdu ya giden sevdalar katarı Başımdaki eksilmeyen nikotinli duman Kaderine razı sana yabancı bensizliğim Müpteladır kedere asi boynum Urganda fersiz yolculuğum Mavzerimde hazır aşkı vuracak kurşunlar Acıdan zevk alan yüreğim Gecenin kalbine gömdüm seni Gönlümün toprağında unutmak için Yanardağ yosun tutarmış Yalnızlığın kıyısında Karanlığında zamanın Masum gözlerin Güle değince diken olur Bağrımda… Kelebek gölgesinde savrulan ömrüm Sitemkar bir vedanın satır aralarında Kanlı başaklar boy vermiş mor ufuklarda Sesine çığlık düşer efsunlu akşamlarda 12 07 07 Hüseyin Özbay |