KENTLERİN UĞULDAYAN DAMARLARINDA:
/ Siz zamanla yarışırken ve öderken faizli günlerin borcunu;
ben kangren sevinçlerde gecelere hep borçlu kalacağım! / I Bildiğin gibi değil hiç hesapta yokken ne çabuk ölüyor insan ve ne çok... Bilmez miyim, ölüme yazgılı olmayan hiçbir hayat yoktur eski bir yaşam devrederken acıyı, yeni bir yaşama.. II Zamanın aynasında üşümüş anılarım ve ellerimde bir kavgadan artakalan onarılmaz yaralarım... Sonra içimin sokaklarına çekilip seni bir intihar gibi gizliyorum beklemenin kıyısında ve bir kesik gibi bırakılmış unutuluşlarda... Neredesin neredesin?.. Filistin’e benzerdi yüzün her an hedefte ölümle korkuyla umutla Acının kırıntılarında şarkı olup şiir olup yaşamak şimdi her şeyin bittiği ve senin başladığın yerde III Hayatın bağrında bir anlık kusurduk bağışlanmadık ve gömüldük lanetlenmiş yaşamların karanlığına!.. Solunum yetersizliği sevgilerde, hayatta kalabilme kuşkusuyduk.. biz yalnızlığın çocukları, kentlerin uğuldayan damarlarında. IV Biz ki hüzne teşekkür etmiş yalnızlığı ensesinden öpmüşüz.. Biz şairiz... benzersiz cinayetlerin ipuçlarıyız yalnızlık bizim tekelimizde puşt silahlarda infilak etti yarınlarımız.. / Yalnızız ve ’yalnızlıkta kararlıyız’ öfkeli ve keskin bir bıçak kadar... / Kilitli kalmışız, acılara dağılan mutluluklarda aşklarımız bize, kırılganlığımızı ve mağlubiyetimizi hatırlatır.. deliren anılara karışır telaşlı özlemlerimiz uzun boylu bir hayata kısa kalmışız yitip giden ömrümüzde... Gecenin avuçlarında, gözyaşlarımızla yıkanmışız yalnızlık bağımsızdır ve biz bağımsız acılarda bir katil gibi arandığımız yıllarda kalemlere fısıldadık en bağışlanmaz suçlarımızı... biraz ağlayacaktık oysa ürpertmek için geceyi ki ağlarsa yine şair ağlar çok incinmiş, terk edilmiş, savrulmuş hayatlara.../ Biz şairiz... kimse görmez içimizde bir yığın unutuluş taşırız, sevgi açlığının çölünde.. biz boşluğun çocuklarıyız ve doldururuz kendi içimizi kendimizle Şairiz, kaburgasıyız yalnızlığın! yılların eskitemediği şiirleredir bağlılık yeminimiz insanın doğurgan cehenneminde büyürüz iri sözlerle, bütün yalnızlıklara... Çünkü şairiz kentlerin uğuldayan damarlarında.. (Birdal ERDOĞMUŞ) NOT/ ’Edebiyat defteri’ platformunda, kimi insanlar şiirlerime (bir) puan vererek veya sonrasında engellediğim şair ve şiirle bağdaşmayan yorumlarıyla beni alaşağı etmeye çalışmış ve beni çok incitmiştir!! Bunların ne önemi var, şair onanmayı değil, lanetlenmeyi, aforoz edilmeyi göze alan kişidir. Bunlara ne gerek var arkadaşım, benim yükseklik korkum var zaten, o yüzden aşağıdan bakıyorum dünyaya. Ki, herkes ait olduğu yerden bakar dünyaya... Fakat buna rağmen sizi sevmediğim düşünülmesin!!! Seviyorum çünkü, ’dört ayağınıda sevmek zorundadır sandalye...’ |
kimse bilmez boşluğa sürüklenirken gözyaşlarımız
içimizde kırılgan yalnızlıklarımız
tebrikler,