HÜZÜN DURAĞI KERVANSARAYLAR
Bir yolcu uğurladım, yıllar önce meçhule
Ardından ağlayarak, kalan kervansarayım Kederinden üşüyor, yaktığım o ilk şule Gelmedi, gelmeyecek, geçti günlerim ayım Mihmanını bekleyip, duran kervansarayım… Gelen derdiyle gelir, burda koyar yükünü Tecelli rüzgârıyla, savrulur bütün günü Adı yok, mahlası yok; ne şanı, ne de ünü Yolcusuz dağ başında, geçer günlerim, ayım Gidenlerin ardından, kalan kervansarayım… Her gidenden geriye, gözü yaşlı bir anım Gurubun kızıllığı, her gün bir veda anım Gelenle gülşen hanem, giden virane yanım Gün gelir kimse gelmez, geçer günlerim, ayım Gidenlerin ardından, kalan kervansarayım… Girdiğinde kervanlar, bu kapıdan içeri Her yolcu Ehl-i Arif, her yolcu Gönül Eri Kapatırken kapıyı, kervanın son neferi Bazen hasbihal ile geçer günlerim, ayım Bozkırda, dağ başında yalnız kervansarayım… Benim bağrımda verir; dert, keder meyvesini Bu yolda gidenlerin, görmedim hevesini Bazen de kucağımda, verir son nefesini Matemim hiç eksilmez, geçer günlerim ayım Ağıtları ezbere, bilen kervansarayım… Her gidenle gönderdim, selamım almadı mı? Posta Kuşu’na verdim, ulağım varmadı mı? Ey meçhulün yolcusu, hiç hatrım kalmadı mı? Hep senin hatıranla, geçti günlerim ayım Anılarla avunan, garip kervansarayım… Ereğli 9 Mart 2011 Yüksel Erentürk YILMAZ |
Posta Kuşu’na verdim, ulağım varmadı mı?
Ey meçhulün yolcusu, hiç hatrım kalmadı mı?
Hep senin hatıranla, geçti günlerim ayım
Anılarla avunan, garip kervansarayım…
...
Pek çok şairin aklına getirmediği bir içerik olan Kervansaraylar düşmüş şiire.
Uyaklarla bezeli ve derin anlamlı dizelerinizi,beğeniyle okudum.
Saygılarımla,değerli Yazın Dostu !