BİR DİLEK ALACAĞIM OLSUN GÖKKUŞAĞINDAN
Altından geçtiğinde bir dilek tut demişti annem
Olur ya düşlerin gerçek olur, olur ya hani İçinden geçip de söyleyemediğin, saklı yanında kalan Arzuların varsa hani… … Benim de çocuksu düşlerim vardı. Uyandığımda, kaybolduğuna ağladığım hayallerim Hala kanar hatırladıkça babamın çakı bıçağı ile Oynarken kestiğim ellerim… Yakıştırmazdı ellerime babam kendi oyuncağını İki de bir çekip alırdı elimden. Ama bilmezdi Her defasında çekip aldığı bıçak yaralardı beni yüreğimden… Düşlerimde, taze söğüt dalından dilli düdük yapardım Babamın bıçağıyla “Aman dikkat et, elini kestirirsin” derdi annem Olur ya bir ah desem, koşar gelirdi, Alırdı ellerimi yanağına koyardı. Ellerim Soğuk… “ Ben sana demedim mi? A çocuk” Uyandığımda düşlerimden, ellerimi yoklardım Sonra koşardım anneme, bak kesilmemiş ellerim Ve ellerimi sevgiyle annemin boynuna dolardım… Şimdi altından geçiyorum bir gökkuşağının Elimde rengi solmuş siyah-beyaz bir fotoğrafa bakarken Annemim tembihleri kulağımda; “ Olur ya düşlerin gerçek olur” dediği Dileğimi gökkuşağına dökmek isterken… Her insan gibi saklı yanlarım vardı benim de En çok da babamdan sakladığım Geceleri hayalini sayıkladığım… Hep bir çakı bıçağım olsun istemiştim. Her şehre gittiğinde sorardı anneme babam. “ Bir isteğin var mı? Hanım.” Benim yok ya… derdi annem. Sonra gözlerime bakardı. Benim… diyecek olurdum. Annem eliyle SUS işareti yapar. Kendisi de susardı… Şimdi anlamı kalmadı ne çakı bıçağının, ne de söğüt dalının Uzansam siyaha boyayacağım tüm renklerini Varsın bir dilek alacağım olsun gökkuşağından Baktıkça hala kan damlar, dilli düdük yaparken Kestiğim parmağımdan Kan damlar yüreğime, babamın çakı bıçağından… Ereğli, 7 Mart 2011 Yüksel Erentürk YILMAZ |
Üstadım sen çok yaşa
yüreğin dert görmesin