ZAMAN YANILSAMALARIzaman bükülürken evrenin elinde her gün ağrısız sızısız bir sancı yaşanır yeryüzünde rutin bir makaraya sarılmış günler devrilir aylar, yıllar geçer meçhul diyarlardan bir yol uzanır gizemli… biteviye gelenler / gidenler geriye irili ufaklı, çakıl taşını andıran sadece izler kalır silinmedik… geceleri ayın mahzun bakışları yıldızların ürperen gözleri ve gündüz güneşin salaş gülüşleri ruhların geçiş seramonisini izler sessiz sedasız devir törenini bazen bir güvercin çığlığı yırtar bazen de kan damlar asumandan karın üstüne kimi zamansa nar çiçeğinin dudağından gülümser kırmızı doğum ve ölüm tüm canlıların ortak lisanı her doğum bir ölüm muştusu her ölüm, bir doğum… oysa bir türküdür yaşamak dile dolanan zılgıt eşliğinde çekilen halay… dağların başı boran ! etekleri rüzgar yeldirmesi uçurumlarda yankı kaya gözlerinde çağıltı yine de… hey! yine de hey hey ! ah yaşamak ne güzelsin ! …. ne kadar kutsaldır çürümüş cesetleri kucaklayan toprak ana kadar şefkatli yâr kadar sıcak baba kadar kudretli… her şey bükülür zamanla ölüm hariç tüm canlılar ise ölümlü iyilik ve kötülük insan sırtına yapışan yafta ve kendi ellerimizle alnımıza vurduğumuz damga vakit geldiğinde sonsuzluğun kapıları aralanır gitmek için önümüzde sadece iki yol biri ışığın saf hüzmelerini yansıtır diğeri ise karanlığın kızıl gözlerini… Şiirime güzel sesiyle ve muhteşem yorumuyla can katan değerli arkadaşım Tamer beye ve güzel yüreğine sonsuz teşekkürler ederim..Her daim Sevgilerimle..Saygılar........ ayşe uçar 31 /03 /2011 |