14
Yorum
6
Beğeni
0,0
Puan
1605
Okunma
Bir kılıçtım
Etnografinin kınından, dünyaya çekilen
Bulutlar gördü beni, el ele tutuşan yağmurlar.
Bir ağaç dalından düştü erken;
Gül bahçeleri, gazete kağıdına sarılmış laleler
Küçükken ölen arıların üzerini örttüm
Bir melankolik yapraktım ben,
Ne sandınız,
Karlı dağda kömür yiyen trendim bazen
Çığlıkla doldurulmuş bavullar,
Apar topar katlanmış battaniye,
Sarılık giyinmiş bir çocuk gördü beni
Bir kadın sağalttı gözlerinden
Filizlenen öfke,
Salt umut,
Neye inandınız ?
Etnografinin kınından
Dünyaya çekilen bir kılıçtım
Tavında güneşle bilenen,
Tam ayışığı içinden geçirilen.
Bir deniz kıyıya vurdu beni
Karartılmış fenerler,
Kamelyaları yıkılmış fiyonklu evlerin,
Perdelerden sökülmüş nakışlar
O güvercinlerin kurşunla kardeşliği örseledi beni
Niçin yaptınız ?
Sokakta öpüşen çocuktum birdenbire
Utangaç giderdim, narin
Sessizce dağılınca uykunuza
Beni masallar tutardı ellerimden,
Don Kişottum,
Romeo kimi zaman
Hepinize aşıktım,
Rüyadan uyandınız.
Etnografik bir kılıçtım,
Kendi kınından geçen.
Yol kenarında çeşme olurdum
Peltelerle süslenen
Gelinlik kızlar naftalin kokarlardı
Su içerken
Nasıl vurdunuz
Etnografik bir kılıçtım,
Kendi kavminden göçen
Ey ebruli düşler
Serin ormanlarda seken karaca
Ey zümrüt yeşili seherler
Başaklar veren coğrafya
Merhaba
Merha
ba
Mer
ha
ba
Onarılmak için geldim size
Merhaba..
Devin Karaca