(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
-BOŞ- şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
-BOŞ- şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
''gayrı susar sokaklarda kuş sesleri unutulur onu her sabah öptüğün''
sonrası ne kalır geriye...dönüşü olmayan kaç yol biriktirir bir serüvenci içinde...kaç sır kaç sokak tanır bu yalnızlığı...kimselerin birbirini fazla dinlemediği bir telaş mı kalır...yoksa ateş diye çay bardağına sarılan ellerin mor tutan rengi mi...gidişlerden geriye kalan anılar... nasıl da titreyen mumlar gibi gittikçe söner...yağmurlar bir başka ıslatır sevdaya düşmüş yüreği...şarkılar bir başka çalar tenhalığı...belki hiç bilmediğin bir şehre gitme vaktin gelmiştir...adı...dili ve kaldırımların artık hiç bir önemi kalmamıştır...yürürsün...ardınsıra bir mısra hep içinde dolanır...''unutulur onu her sabah öptüğün''...
mutluluk sanıp geçiyorsun bir çağıltının içinden şimdi hangi kollara yaslansan korunaksız ve ayaz geçtiğiniz yollarda aşkınızdan kopan çürükcül düşler işte, bitmez sandığınız bir yol bitiyor erkenden ......
şiir bazen bir sanat değil, asırlanan acılara karşıt bir yumruk, kütüğü boğazda olan kalemse ise bazen yüreğin sancağına kara lekeler bırakan bir tortu gıpta ise bu insan boynumun, şaire yegane borcu
"işte ilk o gidiyor deli ormandan aşağı yiten çıngırak sesleriyle işte kengerler ve bağkesenler arasından baldırları kanayarak gidiyor elleri böğründe, çoban köpekleriyle göz göze gelmeden gidiyor gözlerinde dağ gibi hıyanet var, dudaklarında bir sinsi kemirgen üstelik sırf sana benziyor diye bir erkekle yatmadan gidiyor izle ki düşen yapraklar kadar ölümcül bir gidiştir bu duyduğun iyi kalpli bir dişi iblis kahkahasıdır gittikçe ırayan oysa hiç yoldan çıkmayacak kızlara benziyordu derken, ansızın karanlıkla kapanan bir kapı gibi ne varsa içinde sus/tu ve git/ti"
Üstad bir offff çektim ki , kaz dağları sarsıldı...
bir üçüncünün olmazlığı yasası karşısındasın gör ki artık eskiyen ve dökülen bir tunç heykelidir yüzü varlığında doğulu bir kızın yetiştirdiği kahkaha çiçeğiydi yokluğunda sığındığın bir kutsal ve kadim kitap siz ölüydünüz, öldünüz dün veyahut bugün gayrı susar sokaklarda kuş sesleri unutulur onu her sabah öptüğün
işte ilk o gidiyor deli ormandan aşağı yiten çıngırak sesleriyle işte kengerler ve bağkesenler arasından baldırları kanayarak gidiyor elleri böğründe, çoban köpekleriyle göz göze gelmeden gidiyor gözlerinde dağ gibi hıyanet var, dudaklarında bir sinsi kemirgen üstelik sırf sana benziyor diye bir erkekle yatmadan gidiyor izle ki düşen yapraklar kadar ölümcül bir gidiştir bu duyduğun iyi kalpli bir dişi iblis kahkahasıdır gittikçe ırayan oysa hiç yoldan çıkmayacak kızlara benziyordu sanki derken, ansızın karanlıkla kapanan bir kapı gibi ne varsa içinde sus/tu ve git/ti ... KALİTE KOKUYOR TÜM MISRALAR ... BETİMLEME VE TEMA İYİ İŞLENMİŞ ... BAŞTAN SONA BİR ŞİİR ...
bir üçüncünün olmazlığı yasası karşısındasın gör ki artık eskiyen ve dökülen bir tunç heykelidir yüzü varlığında doğulu bir kızın yetiştirdiği kahkaha çiçeğiydi yokluğunda sığındığın bir kutsal ve kadim kitap siz ölüydünüz, öldünüz dün veyahut bugün gayrı susar sokaklarda kuş sesleri unutulur onu her sabah öptüğün ...TEBRİKLER Hasan Öztürk
unutulur onu her sabah öptüğün''
sonrası ne kalır geriye...dönüşü olmayan kaç yol biriktirir bir serüvenci içinde...kaç sır kaç sokak tanır bu yalnızlığı...kimselerin birbirini fazla dinlemediği bir telaş mı kalır...yoksa ateş diye çay bardağına sarılan ellerin mor tutan rengi mi...gidişlerden geriye kalan anılar... nasıl da titreyen mumlar gibi gittikçe söner...yağmurlar bir başka ıslatır sevdaya düşmüş yüreği...şarkılar bir başka çalar tenhalığı...belki hiç bilmediğin bir şehre gitme vaktin gelmiştir...adı...dili ve kaldırımların artık hiç bir önemi kalmamıştır...yürürsün...ardınsıra bir mısra hep içinde dolanır...''unutulur onu her sabah öptüğün''...